Terör batağına çekiliyoruz

Güne çatışma haberleriyle başlıyoruz. Gece de aynı şekilde devam ediyor. Hatta, silah ve bomba seslerini canlı olarak duyabiliyoruz. Sekiz şehidin uğurlaması başlarken, yeni kayıplar geliyor. Teröristin...

Güne çatışma haberleriyle başlıyoruz. Gece de aynı şekilde devam ediyor. Hatta, silah ve bomba seslerini canlı olarak duyabiliyoruz. Sekiz şehidin uğurlaması başlarken, yeni kayıplar geliyor. Teröristin öldürülmeden önce, bir yiğidi şehit edip, dokuzunu yaralamasına içimiz kan ağlıyor. Bu konunun üstünde iyi düşünmek, iyi tedbirler almak zorundayız. Kapıyı tıklayıp "Aç polis" mantığıyla canımız daha çok yanacaktır. Terörle mücadele güç ve sabır işidir. Kaldı ki bugün binlerce "Kaşarlanmış Bölücü" dağdan indi. Asıl ikimetgahındalar. Onbirlerce "yardım ve yataklık edecek" zaten hazır. Bunlara, resmi ağızların ifadesiyle en az 900 DEAŞ militanını ilave edebilirsiniz.PKK uzantılarının elindeki Amerikan silahları ortada. Pentagon 60 bin kişilik ordu donattı. Kime karşı? Bize. Sadece "İnlerini, mağaraları imha ettik" demekle bir yere varılamayacağını artık bilmeliyiz.DiğerleriBu tezgahlar yetmiyor gibi bir de AB ülkeleriyle uğraşıyoruz. Türkiye düşmanlarını besleyip, palazlandırıyorlar. Üstüne üstlük kalkan oluyorlar. İşte bu noktada son ABD Büyükelçisi'nin sözlerini hatırlıyoruz; "İşbirliğimiz sayesinde 9.5 aydır Türkiye'de eylemler durdu." J. Bass'ın söylediklerinin açıkça bir tehdit olduğunu yazmıştım. Gördüğünüz gibi haklı çıktım. Bunlar müttefik değil. Hakkari'de 9 yiğidi katleden tanksavar silah ile Diyarbakır'da polislere fırlatılan el bombası aynı melanetin ürünü. Suriye'nin Lazkiye limanından Marmaris'e taşınan PKK'lıların arkasında ise Rusya-ABD koalisyonu mevcut.Durumumuzu yeterince özetledim sanırım. Güneyimizde oluşturulmakta olan kantonların destekçilerinden birinin Moskova olduğunu da unutmayın. "Suriyeliler toplantısına Kürtlerin davet edilmesi" -şimdilik ertelense de- bazılarımızın gözünü açmalı.Gerçek olan "Bizim, bizden başka dostumuzun olmadığı". Her zamankinden daha dikkatli davaranmak zorundayız. Yani, uyumak yok.***Saymaz kurtardıGece Görüşü'nde Olağanüstü Hal'den KHK'lara kadar her şey vardı. Ortaya atılan iddialar arasında ilgimi en çok Seçim Takvimi'nin 2018 Temmuz'una alınması çekti. "Yeni istifaya zorlamalar"ın üzerinde duruldu.CNNTURK'teki programda gecenin en iyisi İsmail Saymaz'dı. Bir cümlesini çok beğendim; "Milleti tehdit edenler, kendi hakkını savunamıyorlar". Bu doğrudan Melih Gökçek'e idi. Saymaz'ın en büyük başarısı AK Parti için yapılan araştırmayı ele geçirip, açıklamasıydı. Özetleyeyim:"Şu anda teşkilatlanmaya henüz başlamayan İYİ PARTİ, Ege ve Karadeniz'de ikinci parti konumunda. Marmara Bölgesi'nde üçüncü. İç Anadolu'nun Doğu'su ve Güneydoğu'da yüzde 3'lerde. Parti, kararsızlar, CHP ve AK Parti'den oy topluyor. Her halukarda MHP'nin üstünde.Aynı araştırmaya göre İYİ PARTİ'nin gerçek oy potansiyeli yüzde 22.5'lara varmakta. Ancak bu seviyeye ulaşmak için önüne daha fazla engel çıkarılması gerekiyor. Çünkü millet mağduru seviyor. Üye sayısını arttırabilmesi ise şimdilik zor. Bunların korkutulmaya çalışıldığı meydanda. Bu tezgahı ayarlayanlar 'Saraydan çok Saraycılar'."***Uyur haldeNTV'deki Bugün Yarın'ı Oğuz Haksever yönetmeye başladı. İki konuda eleştireceğim. İlki fazla yanlı. Önemli gelişmeleri takip etmiyor. Av. Salim Şen'in günlerdir işlediği Yargıtay'ın FETÖ-Bylock ilişkisi ile ilgili son kararını duymamış bile. Oysa bu önemli yoruma göre mevcut zanlı sayısı onda bir'in altına inecek. Böylece "Suçlama var, kanıt yok" şeklindeki iddianameler devre dışı kalıyor. Haksever ise dünyadan habersiz.Aynı programda Faruk Acar'ın "Gündemdekiler"ini de yazmak istiyorum:1- Barzani2- TEOG3- Başkanların istifaları4- ABD ile vize ihtilafı5- ZamlarAcar'a göre önümüzdeki günlerde sıraladıklarına ilaveler olacak. Seçim Kanunu değişikliği, Seçim Barajı'nın düşürülmesi ve Seçim Sistemi'nin değiştirilmesi -Dar Bölge- başlıkları eklenecek.***Şenol-Birol OlayıTRT Spor'da futbol meraklılarını ilgilendiren bir belgesel izledik. Orhan Ayhan'la "Şenol-Birol Gol" konusunu işledi. Stüdyo konuğu Sanlı Sarıalioğlu olunca, çok renkli bir program oldu. Şenol Birol ve Birol Pekel'in Fenerbahçe'ye 100'er bin lira karşılığı transfer oluşları anlatıldı. Şenol'un "Aslında ben Galatasaray'a gidiyordum. Parayı bulamadılar" itirafını ilk kez duydum.Bu transferden sonra Şenol'un son dakikada attığı golle Fenerbahçe'nin şampiyon oluşunu izleyenlerdenim. Saatlerce oturduğum yerden kalkamamıştım. Oysa beraberlik dahi Beşiktaş'a yetiyordu.Arada Baba Hakkı'nın hizmetleri anlatıldı. Birol'u Beylerbeyi'nde basketbol oynarken görüp futbolcu yapışı da ilginçti. Öte yandan Dolmabahçe'de her Beşiktaş maçı öncesi çalınan "Çiftliğim" şarkısının Remzi Tosyalıoğlu'nun uğuru olduğunu da öğrendik.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İzin 20 Kasım 2020 | 189 Okunma Bağırmayın!.. 19 Kasım 2020 | 345 Okunma Harekatlar 18 Kasım 2020 | 274 Okunma Ayak topu "bizim dünyamız" 17 Kasım 2020 | 131 Okunma Söylemler/çelişkiler 16 Kasım 2020 | 174 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar