Seferberlik Bakanı

Cumhurbaşkanımız "Millî Seferberlik" istediğinde farklı yorumlar yapılmıştı. Sonra sözünü açtı; "Türkiye'nin durumunu -özellikle teröre karşı- düzeltmek için herkesin iş birliği yapmasını önerdiğini" söyledi. Türkiye'nin geldiği durum gerçekten vahim. Kırk kapı tutuluyor, kırk birinciden sızıyorlar. Yıllardır dillendirdim; "En tehlikeli terör din temalı olandır". Adam, "Cennette arsa alacağına inanmış ise" ikna zordur. Hatta imkânsızdır. Uzay Çağı'nda hâlâ Hayal Tacirleri'nin peşinde koşanları görmek şaşırtmamalı. Mücadele planlarınızı bunlara göre yapmak zorundasınız. "İslamiyet'le terörü birlikte telaffuz edemeyiz" diyenler yanılgı içinde. Gelinen durum bu lafın doğru olmadığının ispatı. Ortaya çıkan eylemler bu tezin geçersizliğinin belgesi. Yapılacak tek iş tedbirlerin ona göre düzenlenmesi.Paul Henze'nin marifetiABD'nin, Rusların "Sıcak Denizlere inme hevesi"ni engellemek için icat ettiği "Yeşil Kuşak Projesi" bugünlere getirdi. Paul Henze'nin fikri dünyanın başına içinden çıkılmaz dert açtı. Habis ur gibi genişlemesini sürdürüyor. 20. Yüzyıl'ın Hasan Sabbah'ı Bin Ladin'i Moskova'ya karşı desteklediler. Sonunda da öldürmek zorunda kaldılar. Oysa bugün yüzlerce Bin Ladin görmekteyiz. Lambadaki cin şişeden çıktı. Hem de sürüsüyle.Aydın'ın Söke ilçesinde 22 yıl önce doğan Mevlüt Mert Altıntaş'ın gelişimine iyi bakalım. Gittiği dershaneden mezun olduğu Polis Akademisi'ne kadar aynı takımın kontrolünde. Göreve başladığı gün artık FETÖ'nün hizmetindedir. Erdoğan'ın "Ne istediler de, vermedik" dediği melanet zincirinin bir baklası olmuştur. Çatışırken söylediği "El Nusra Marşı" ürkütmüyor mu? El Kaide orijinli bu örgüt üst kadememiz tarafından hep savunulmadı mı? Suriye'deki liderlerinin yaralananlarını tedavi etmedik mi? Şimdi kalkıp, bunları kınıyoruz. İnsanımız bu kadar mı "balık hafızalı?".