NATO ve BM’den sonra sıra IMF’de

Sabah Gazetesi Yazarı Bercan Tutar'ın bugünkü (14.04.2022)''NATO ve BM’den sonra sıra IMF’de'' başlıklı yazısı.

Küresel siyasette tarihin yeniden tekerrür ettiği hatta intikam için geri döndüğü bir süreci yaşıyoruz. Bir asır veya iki asır önceki jeopolitik kamplaşma ve mücadele yeniden canlanmış görünüyor.
Yüzyıl önce birbirine rakip olan ülkeler, yine farklı cephelerde karşı karşıya. Bir asır evvel Batılı emperyalist sistem için tehlike arz eden ülkeler Türkiye, Çin, Rusya, Hindistan ve İran'dı.
Bu ülkelerin bugün de benzer şekilde yine sistem için en büyük tehdidi oluşturduğunu görüyoruz.
Profesör Semih Koray'ın BRIQ'in son sayısındaki makalesinde dile getirdiği gibi 20. yüzyıl Rusya, Türkiye, Çin ve İran'da yükselen demokratik devrim dalgasıyla başlamıştı.
Bu dört ülkenin 21. yüzyılın başlarında yine emperyalist hegemonyaya karşı mücadelenin ön saflarında yer almaları kuşkusuz bir rastlantı değil.
Emperyalist Batı ile Batı dışı güçler arasında kesintiye uğrayan jeopolitik mücadele yüz yıl aradan sonra yeniden alevleniyor.
Ukrayna başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerindeki her tür askeri, siyasi ve ekonomik krize bu mercekten bakmalıyız.
Bu bağlamda Ukrayna'daki kriz Moskova ile Kiev'in hatta Rusya ile ABD'nin savaşından çok daha fazlasıdır. Ukrayna krizi nereden bakılırsa bakılsın ABD ile yeni dünya arasındaki savaştır.

2013'teki Gezi olaylarından 2016'daki 15 Temmuz darbe girişimine kadar Türkiye'yi hedef alan Atlantik bloku şimdi ise Rusya'ya saldırıyor.
2016 ila 2020 arasında da Donald Trump liderliğindeki ABD, Çin'i en büyük düşman ilan etmişti. İran'ı ise yıllardır boğmaya çalıştıklarını biliyoruz.
Hindistan'ı da son dönemlerde izlediği Rusya yanlısı siyaseti üzerinden yakın markaja alan bir ABD var karşımızda yine.
Ukrayna Savaşı'nın da gösterdiği gibi Atlantik, küresel emperyal sisteme itiraz eden bu 'revizyonist güçleri' kontrol etmekte zorlanıyor.
ABD'nin II. Dünya Savaşı'ndan sonra kurduğu Atlantik sisteminin temellerinden sarsıldığı bir süreçten geçiyoruz.
Ukrayna krizi ABD'nin darboğazını had safhaya taşıdı.
ABD Başkanı Joe Biden'ın can havliyle mücadele etmesi ve manipülasyonda sınır tanımaması boşuna değil. Ancak ne yapsa da faydasız. ABD için çöküş kaçınılmaz görünüyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ankara’dan Berlin’e demokrasi dersi 25 Nisan 2024 | 145 Okunma 200 yıllık çaba 20 yılda heba oldu 21 Nisan 2024 | 183 Okunma Sistemin çöküşü 18 Nisan 2024 | 237 Okunma İran nereden ve nasıl saldıracak? 14 Nisan 2024 | 98 Okunma Gazze’nin üç atlısı 11 Nisan 2024 | 84 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar