Yakılan kadının son sözü

Bir kadın ölünce bir çığlık ölür. Bahçedeki çiçekler, okşanan saç ölür. Ergen bir umut, geç kalmış bir sevda ölür. On yıl önce, yirmi yıl sonra ölür. “Ben büyüyünce” ölür, “okulum bitince” ölür.

Her an yıkılacakmış gibi duran ahşap bir ev. İçeriden yükselen çığlıklar.

Evimizin bitişik bahçesindeki binadan gelen sesleri çocuk yaşımda duymuştum. Bir battaniye içinde taşınan bedeni gördüğümde, “delik deşik” kelimesinin ne demek olduğunu anlamıştım.

“Namus cinayeti” dediler. Babalarının annelerini öldürmesini az önce dehşetle izleyen beş çocuğu, akrabaları eşya gibi paylaştı. Oyun arkadaşlarımıza veda bile edemedik. Mühürlenmiş evin önündeki naylon ipte, henüz kurumamış elbiseleri asılı kaldı. Ne zaman baksak, “o çocuklar şimdi ne yapıyor” diye düşünürdük.

Bir gün değil, her gün. Bir saniye değil, her saniye. Kadınlar öldürülüyor. Yakılan Aylin Sözer, vahşetin en ortaçağ hali sadece...

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Uğur Dündar’ın babalık davası 25 Nisan 2024 | 5.735 Okunma Erdoğan görevi bırakmalı 22 Nisan 2024 | 4.737 Okunma Baskın yapılan evden çıkan hâkim 18 Nisan 2024 | 5.219 Okunma İsmi lazım değil! 15 Nisan 2024 | 1.621 Okunma Az kalsın bütün Beyoğlu elden gidiyormuş! 11 Nisan 2024 | 963 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar