İnsan yaptıklarının hem eseridir hem esiridir
Doğal afetler karşısında toplumların takındıkları tutum ile gelişmişlik arasında açık bir ilişki vardır. Toplumsal zihniyet, siyasetçilerin ve yöneticilerin tavrını da belirliyor; tecrübeden ve bilimsellikten uzak açıklamalarda kullanılan kavramlar belli: Kader, ceza, günah.
Böylece sorumlular kamu vicdanında aklanmış oluyorlar. Eh biraz da magazin lazım; depremi, çocuk evliliklerini yasaklamaya bağlayan profesörümüz gibi tipler de sahnedeki yerini alıyor. Her felaketi din-diyanet bağlamında değerlendirirken, demiri, çimentoyu, fay hattını, ihmali, beceriksizliği görmeyip, aklı-izanı yok sayan din satıcıları da şu ve benzer soruların muhatabı olmaktan kaçamıyorlar: “Küba’da yaşanılan depremde tek kişi ölmemiş, bu takdirde Allah Allahsızları mı seviyor?” (hâşâ) İBADET BİREYSELDİR, ETİK TOPLUMSAL Soluduğumuz hava, içtiğimiz su, sağlıklı çevre ve gıdalar, güvenlikli binalar insanca yaşamanın unsurlarıdır.