Din (ibadetler) bireyselliği öldürüyor mu?
Geçen hafta yazımızı, söylem bizim anlam kuşağımızdır; dil, kültür, zaman ve mekân perspektifi birlikte işler, bunlar değiştiğinde anlama perspektiflerimiz de değişir cümlesiyle...
Geçen hafta yazımızı, söylem bizim anlam kuşağımızdır; dil, kültür, zaman ve mekân perspektifi birlikte işler, bunlar değiştiğinde anlama perspektiflerimiz de değişir cümlesiyle bitirmiştik.
Birkaç aydır yaşadığımız gerçeklikler bunun ispatı; ilişkilerimiz değişti, en yakınlarımıza dahi bile isteye mesafe koyduk, toplu ibadetlere yasak geldi. Doğum günümde çiçek getiren can dostuma ‘içeri buyur’ diyemedim. Demek ki, söylem ve davranışlarımızı reel durum belirliyor, çünkü teori ile olgu, ahlaki tutum ile gerçekler uyum içinde olmayabiliyor; zorunlu olarak yeni bir üslup/davranış biçimi ortaya çıkıyor. Demem o ki, din tasavvurları...