Londra’da ‘Asım’larla iftar

Topraklarımızdan yurtdışına ilk kez 1830 yılında talebe gönderilmiş. O tarihten beri de her yıl çok sayıda öğrenciyi, ağırlıkla Batı ülkeleri olmak üzere yurtdışına tahsil...

Topraklarımızdan yurtdışına ilk kez 1830 yılında talebe gönderilmiş. O tarihten beri de her yıl çok sayıda öğrenciyi, ağırlıkla Batı ülkeleri olmak üzere yurtdışına tahsil için gönderiyoruz.

Yurtdışında tahsil gören öğrencilerin bir kısmı geri dönmezken, geri dönenler de Osmanlı’nın ve Türkiye’nin batılılaşmasında ve modernleşmesinde kritik rol üstlenmişler. Gerek Osmanlı’da, gerek Türkiye Cumhuriyeti’nde, ağırlıkla yurtdışında tahsil görmüş öğrenciler üzerinden yürüyen Batılılaşma ve modernleşme hareketlerinin ne kadar çarpık ve hastalıklı olduğunu hepimiz bizzat görüyor ve yaşıyoruz.

Yurtdışındaki öğrencilerimize ilişkin bu tartışma, edebiyatımızda iki sembol isim üzerinden de yapılmış: Tevfik Fikret’in oğlu Haluk ve Mehmet Akif’in hayalindeki nesli temsil eden Asım…

Tevfik Fikret, oğlu Haluk’u İskoçya’ya gönderirken beklentileri çok yüksektir. Oğlunun orada san’at, fen öğreneceğini, itimat, itina, cesaret, ümid edineceğini, sonra da dönüp yurdunu aydınlatacağını ummaktadır. Ne var ki haluk İskoçya’dan ABD’ye geçer, orada din değiştirip Hristiyan, hatta papaz olur ve orada öylece ölür.

Yurtdışına tahsile giden öğrencilerin hepsi de elbette Haluk gibi değildir. Ama çoğu, gittikleri ülkeye hayranlık duyar, iflah olmaz bir aşağılık kompleksine düçar olur; başta Türkçe olmak üzere, Türkiye’ye ait ne varsa hepsinden uzaklaşır. Türkiye, “geri dönmek ve yaşamak zorunda oldukları ülke” yani “gidemeyenlerin ülkesi” haline gelir. Batı’da tahsil görmüş olmayı bir ayrıcalık, üstünlük, bir aydınlanma hali görürler ve halka tepeden bakmaya, kimi zaman da halktan tiksinmeye başlarlar. “Züppe” kelimesi, tam da toprağına yabancılaşmış bu kimlikleri tarif eder.

Mehmet Akif’in Asım’dan beklediği ise, “garbın ilmini alması, ahlakından uzak durması”dır. Asım, Berlin’de eğitim görür ama vatan savunması söz konusu olunca Çanakkale’ye koşar gelir ve orada şehit olur.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Başıboş köpek sorunu nasıl çözülür? 13 Mayıs 2024 | 657 Okunma Unutma sakın! 10 Mayıs 2024 | 421 Okunma Siyasette yumuşama: Mümkün mü? 06 Mayıs 2024 | 631 Okunma İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon 03 Mayıs 2024 | 4.801 Okunma Şule öğretmen ve yeni maarif modeli 29 Nisan 2024 | 1.700 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar