Beşeri Güçleri Tabulaştıranlar Yanılgıdadır

Beşeri güçlerin tabulaştırılması çeşitli şekillerde olmaktadır. Ferdin veya toplumun hayat nizamının ve istikametinin belirlenmesinde Allah’ın vahiyle bildirdiğini reddederek, beşeri kaynakları ve...

Beşeri güçlerin tabulaştırılması çeşitli şekillerde olmaktadır. Ferdin veya toplumun hayat nizamının ve istikametinin belirlenmesinde Allah’ın vahiyle bildirdiğini reddederek, beşeri kaynakları ve ideolojileri esas almak bunlardan biri ve belki en yaygın olanıdır. Fakat çağımızda karşılaştığımız ve beşeri güçlerin tabulaştırılmasına varan çok yaygın sapmalardan biri de dünya üzerinde hâkimiyet ve kontrolün tamamen bazı beşeri güçlerin elinde olduğu, onları aşmanın mümkün olmadığı o yüzden bölgesel ya da küresel siyaseti etkileyen gelişmelerin tamamen onların kontrolü dâhilinde tahakkuk ettiği anlayışıdır. Bazılarında bu düşüncenin teorinin çok ötesine geçtiği, tartışmaya açık olmayan bir hüküm düzeyinde olduğu söylenebilir.

Böyle bir tespitin şüphe götürmez kesin hüküm olarak algılanması durumunda ister istemez zulme ve haksızlığa başkaldıran kitlelerin özgürlük ve hak mücadeleleri şüpheli durumuna düşüyor. 

Bu düşünce aslında beşerî güçleri tabulaştırma sapmasının doğurduğu bir yanılgıdır. Dünyaya aşılmaları imkânsız sanılan birtakım beşerî güçlerin hükmettiği, şekil verdiği düşüncesi onların zaaflarını ve kararlı mücadelelerin onlardan kaynaklanan engelleri aşabileceği gerçeğini görememeye neden oluyor. Böyle bir tabulaştırma da haklı ve meşru direnişleri kabullenme yerine onları birtakım komplo teorileriyle kirletme sonucunu doğuruyor. Bu da komplo teorileri esaretine yani bir fikrî esarete neden oluyor. Böyle bir esaret ise bedensel esaretten daha tehlikeli sonuçlar doğuruyor.

Komplo teorileri çerçevesinde üretilen fikirler çoğu zaman zulmü ve haksızlığı çok fazla kanıksamaktan kaynaklanıyor. Uygulamadaki zulüm ve haksızlıkları öylesine kanıksıyoruz ki buna muhalif bir gelişme olmasını garipsiyor, böyle bir gelişmeye şüpheyle yaklaşma ihtiyacı duyuyoruz. Birileri kendi iradelerini ve güven duygularını kullanarak açık tavır koyduğunda, zulüm aracının tekerleğinin önüne takoz koyduğunda yahut alışılmış gibi görünen gidişata aykırı bir başarı gerçekleştirdiğinde; “bu cesareti ve gücü nereden alıyor?” sorusunu sorma ihtiyacı duyuyoruz. Daha sonra bu tür sorular sorma ihtiyacı bir suçlama psikolojisini harekete geçiriyor. İnsandaki bu psikolojiyi keşfeden karalamacı çevreler de bunu iyi değerlendirmek için piyasaya sürekli ispatı mümkün olmayan iddialar ve dedikodular sürüyorlar. Onları bu iddiaların ve dedikoduların doğruluğu değil dayandırıldığı şüpheci yaklaşım ilgilendiriyor.

Komplo teorilerine dayanan görüşlerin özünde beşeri gücün sınırlarını yeterince takdir edememek var. Bundan kaynaklanan yaklaşım her zaman zihinlerde “şuna rağmen bu mümkün mü?” sorusunun oluşmasına yol açıyor. Burada birinci unsur aşılması imkânsız görülen beşeri güç, ikinci ise bu gücün reddettiği veya reddetmesi gereken gelişmedir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Direnişten işgal güçlerine darbeler 17 Mayıs 2024 | 95 Okunma Nekbe’nin 76. yıl dönümü 16 Mayıs 2024 | 110 Okunma İşgal hükümeti neden ateşkese razı olmuyor? 11 Mayıs 2024 | 205 Okunma Refah’a saldırıda ABD’nin taktiği 10 Mayıs 2024 | 192 Okunma İşgal rejiminin stratejisi ve Refah 09 Mayıs 2024 | 87 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar