Sırrı Süreyya - “İyi insan” özlemi
Şu sıralar medya – sanat – siyaset dünyasında herkes bir “Sırrı Süreyya okuması” yapmaya çalışıyor. O bir DEM milletvekili. O DEM ki, yakın zamana kadar dokunanı yakan bir siyasi yapı idi....
Şu sıralar medya – sanat – siyaset dünyasında herkes bir “Sırrı Süreyya okuması” yapmaya çalışıyor.
O bir DEM milletvekili. O DEM ki, yakın zamana kadar dokunanı yakan bir siyasi yapı idi. Meğer orada da “iyi adam” varmış! Nasıl görmemişiz? Gözümüzün kapalı olmasından mı gönlümüzün kapalı olmasından mı?
Sırrı Süreyya diye bir adam herkese bir iyilik taşımış da yıllardır içinde siyaset yaptığı partiye herhangi bir iyiliği dokunmamış mı?
Bakın işte memleketin bir görevi düştü, o adam kalbinin bütün yıpranmışlığına aldırmadan, içinde taşıdığı kanserine aldırmadan altına koydu bedenini.
Bence biz kalbimizi açabilsek, mesela bir Selahattin Demirtaş’ta da pek âlâ bir “Sırrı Süreyya yüreği” bulabilirdik. (Savunmasını okuyun) Ama sorun şu ki biz kalbimizi kime, neye, ne kadar açabiliyoruz?
Ne arıyor toplumumuz Sırrı Süreyya’yı konuşurken? Bence “iyi insan”ı arıyor. Özellikle siyasette çok çok yıprandı “insan.” Çıkarcılık, iki yüzlülük, samimiyetsizlik, duyarsızlık, kin, nefret... insan hep kötü sıfatlarla dolaşıyor...