Milli güreşçilerin başarısızlığına sevinmek (mi?)

Mübarek cuma gününün bereketi hepimizin üzerine olsun...’ duasıyla başlayalım bugünkü yazımıza, Allah (cc) hayırlara vesile kılsın inşallah. Bayanı güreştirme dillendirmesen, yazmasan olmuyor. Aksi...

Mübarek cuma gününün bereketi hepimizin üzerine olsun...’ duasıyla başlayalım bugünkü yazımıza, Allah (cc) hayırlara vesile kılsın inşallah. Bayanı güreştirme dillendirmesen, yazmasan olmuyor. Aksi takdirde ne mi olur? Hesap günü başımıza gelecekleri düşünüyoruz da halimiz perişan, Allah (cc) muhafaza. Bu ‘çarpık’ sürecin içerisinde yine bayan güreşçiler var. Daha henüz genç yaşlarda bayan -kadın güreşi diye tanıma uydurarak, Dünya ve Avrupa Şampiyonlarında ‘milli’ takım diye ay-yıldızlı mayolarla mindere çıkarıp, sözde ‘güreştiriyoruz’ demeleri var ya! İnanın milli, manevi, inanç, akıl ve nizamla açıklanır bir yanı yok. Kelimeler ise kifayetsiz kalıyor bu çirkefliğe!..

Almanya’nın Dortmund kentinde geçtiğimiz günlerde sonuçlanan Avrupa Gençler Güreş Şampiyonasında erkekler kategorisinde 55 kiloda Kerem Kamal altın, 66 kiloda Murat Fırat ise bronz madalya kazandı. 38 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen organizasyonda Millilerimiz ise takım halinde üçüncü oldu. Ata sporunun ‘erkekler’ kategorisinde geleceğin parlaklığını alkışlıyoruz. Aynı şampiyonada yer alan bayan-kadın sporcuların esamesi dahi okunmadı. Bu başarısızlığın iz düşümünde neler var? Sorgulamak, irdelemek gerek...

Bir ülkenin Milli Takımı başarısız oldu diye sevinmek olabilir mi? Normal şartlarda ‘anormal’ sayılabilecek bir durum olur. Düşüncenin geri dönüşleri ise yorum ve değerlendirme, ağır eleştirilere neden olur. Geleceği görememek, cehalet nelerin habercisi olmuyor ki. Genç erkeklerin başarısından övündüğümüz kadar, bayan-kadınların Avrupa Şampiyonasındaki başarısızlığı bizleri o denli sevindirdi. Nedenini, bayan-kadınları güreştirmenin doğuracağı sakıncaları, bu sporu yapanlar üzerindeki tahribatı, bu satırlarda defalardır dillendirdik. Sonuç alınana kadar, sürdürmeye devam edeceğiz inşallah...

Bayan-kadını güreştirmek en büyük suçtur. Kime? Milli ve manevi değerleri taşıyan ‘vicdanlara’ göre. Anormal bir durumu normalmiş gibi gösterirseniz, düşünceler sırasıyla düşünce ve alışkanlıklara dönüşür ki. Böyle bir durum ise sıradanmış gibi gözükmeye başlar Allah (cc) muhafaza. Bayan-kadını güreştirmek gibi hatanın-yanlışın içerisinde yer alınıp, halen ayrıntı isteniliyorsa, spor, ay-yıldızlı forma adı altında gerçekleştirilen rezaleti gidip yerinde görmenize gerek yok. İddia ediyorum ki, sosyal medya araçları (arama motorlarına) kadın-bayan güreşi yazdığınızda şahit olacağınız görüntüler karşısında duyulacak ‘hayânın’ izahını yapamazsınız. Sonuç olarak, yarın çok geç olmaması için, bugünden ‘durdurun’ bu rezilliği... 

‘MEHMET AKİF BİZİM 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sadettin Saran değilse, Ali Koç mu Aziz Yıldırım mı? 15 Mayıs 2024 | 231 Okunma Yerli ve milli protezlerini spor organizasyonuyla taçlandırdılar 12 Mayıs 2024 | 336 Okunma Sporla İslam’dan kopuş vahşi Batıya yöneliş… 10 Mayıs 2024 | 152 Okunma Galatasaray’ın şampiyonluğu ve Ankaragücü’nün Filistin hassasiyeti 08 Mayıs 2024 | 373 Okunma Deprem ve sporun, depremzede üzerindeki etkisini konuşmak… 05 Mayıs 2024 | 29 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar