Ameliyat masasındaki ‘milli’ takım...

A Milli Futbol Takımımız, ameliyata alınan bir hastanın durumundan farksız değil. Türk futbolundaki ‘sistemsizlik’  düzeni onu da etkiliyor. Yerli yersiz tartışmalar, yaşanan olumsuzluğu ortadan kaldırır...

A Milli Futbol Takımımız, ameliyata alınan bir hastanın durumundan farksız değil. Türk futbolundaki ‘sistemsizlik’  düzeni onu da etkiliyor. Yerli yersiz tartışmalar, yaşanan olumsuzluğu ortadan kaldırır mı bilinmez! İyi niyet, düzeltme adına mevcut ‘sistemi’ tartışmak kadar, neşter (kesip atma) yoluna gidilirse, işte o zaman yol/netice almak mümkün. Ukrayna, hemen sonrasında (dün) oynanan Hırvatistan karşılaşması. Sonuçları kadar, ayrıntıları da önem taşıyor. Neticeyi etkileyen kadro, oyun yapısı, basın toplantısında değinilen konular gibi unsurları irdelemek, sağlam adımların atılması demek. Peki, bu süreçte kimin nasıl bir katkısı olduğunu/olacağını artıları ve eksileriyle ‘kantara’ koymak (dikkat edin topuz göstermek değil) sonrasında kim haklı kim haksız, siz değerli okuyucularımız karar versin. Çünkü yetkili, sorumlusu üzerine düşeni yapmıyor. Kısacası elini taşın altına koyması gerekenler ‘pasif’ kalınca, bazı konuları hatırlatmak da bize düşüyor...

Yıldırım Demirören... Ülke futbolunun yönetildiği, Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) başında yer alıyor. Her süreç ve platforma da gelen gideni arattığı gibi, gitsin veya kalsın tartışmasına girmek istemiyorum. Fakat söyleyeceğimiz/tavsiyemiz Sayın Demirören’in olaylara seyirci değil, süreci kontrolde tutabilmesi için ‘topa’ girmesi gerekiyor. Eğer ‘Olayları çözmek değil izlemek asli görevimiz’ diyorsanız, o koltukta ne işiniz olabilir?  Fatih Terim’in teknik direktörlüğünün son dönemleri ve Lucescu’nun takımın başına getirilme süreçleri. Her defasında ortam ve şartlara, gelen tepki ve geri dönüşlere göre hareket edildi. Bu yaklaşım tarzı ile ‘liderlik’ vasfıyla uyuşmayacağına göre, o makamda görevinizi layıkıyla/yeterince yapmıyorsunuz demektir. Şimdilerde yeni tartışma konusu yabancı oyuncu sayısı. Kulüpleri yabancı oyuncu için 3-5 yıllığına sözleşme imzalamasına müsaade ver, sonra kadroda ‘azaltmaya’ git. Bu demek oluyor ki, her geçen gün kazanılan tecrübe hayata geçirmeme ‘Ya cesaret yok, ya da esaret çok...’ manasına gelir...

Mircea Lucescu... Milli Takıma transfer süreci ve gelişinden bu yana tartışılan isim. Rumen teknik adamı, ülkemizde daha önce çalıştığı ve ligimizi tanıdığı için danışman/koordinatör gibi görevlere getirebilirdiniz. Fakat ilerlemiş yaşı, mevcut teknik adamlığını sorgulanacak düzeye taşımış. Lucescu’nun yardımcıları kim? Levent Şahin ve Tayfur Havutçu. Deneyimli teknik adam Mesut Bakkal ‘evim dediği’ Gençlerbirliği’yle 4. defa (dördüncü) anlaşma sağlarken ‘Ülkemizde teknik adam mı yok da Lucescu!?’ sorusunu haklı çıkarıyor. Burada ‘Lucescu başarılı olur mu?’ sorunun cevabı sizce ne karşılık bulur bilmem ama geldiği günden bu yana ‘kadro oluşturma şekli, basın toplantısı, sahadaki mücadeleye müdahalesi’ gibi icraatlarıyla Rumen teknik adamın birinci derecede görevi tartışmadan öteye geçip, Milli Takımın başarısı olmadığı, her halinden belli oluyor...

Arda ve Emre... Milli Takıma tekrar dönmeleri onların, üstelenebilecekleri ‘sorumluluklarını’ artırdı. Geçmişte yaşananların üzerine madem sünger çekilerek, kendilerine güvenilip ay-yıldızlı formaya kavuştular, şimdi onlara düşen görev, yaşlarının getirdiği tecrübenin sorumluluğunun yerine getirmeleri lazım. Çok değil bundan iki ay önce ‘Milli Takım kariyerimi sonlandırıyorum...’ açıklaması yapan bir futbolcunun, ‘Milli Takım’ davetini geri çevirmemesi, verdiği kararın doğruluk payını ancak sahadaki oyuna da yansıtmasından daha tutarlı ne olabilir ki!...

Lig, Kupa maçlarındaki takımlarımızın yanı sıra, Avrupa Kupalarında mücadele eden Beşiktaş ile Başakşehir’le birlikte Milli Takımımız. Şimdi soru şu; ‘Biz kendi söküğümüzü dikmekle mesulüz!’ Bunun için yapılması gereken, geçmişi sorgulamak kadar, bugüne sahip çıkıp, geleceği şekillendirmek. Hakaret ve art niyet taşımadığı sürece muhatapları, düşünceleri dikkate almaları gerekir. Diğer türlü ne sağlam/güvenli yol alma şansına sahip, ne de bunlara bağlı olarak başarılı olunur vesselam...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sadettin Saran değilse, Ali Koç mu Aziz Yıldırım mı? 15 Mayıs 2024 | 241 Okunma Yerli ve milli protezlerini spor organizasyonuyla taçlandırdılar 12 Mayıs 2024 | 337 Okunma Sporla İslam’dan kopuş vahşi Batıya yöneliş… 10 Mayıs 2024 | 152 Okunma Galatasaray’ın şampiyonluğu ve Ankaragücü’nün Filistin hassasiyeti 08 Mayıs 2024 | 373 Okunma Deprem ve sporun, depremzede üzerindeki etkisini konuşmak… 05 Mayıs 2024 | 29 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar