Ramazan geldi geçti, biz hala dünya işleriyle ‘lebaleb’iz. ‘Leb’ bilirsiniz, dudak. ‘Lebaleb’in anlamı, ‘dudak dudağa’ olması lazım. Ama kullanırken, ‘dudağına kadar’ anlamına kullanıyoruz. Bir şeyin, ağzına kadar dolu olmasını ifade ediyor. Belki, bardak, fincan, kadeh, dudağa yakın olduğundan içinde ‘leb’ olan bir kelime denk düşmüştür. Bunu yazdım ya, şüphelendim. Anlayan birine sormak istedim. Eski Türkçe’yi en iyi bilen arkadaşım Mustafa Yılmaz. Ona sordum.