Anne ile 7 yaşındaki kızı hatay'daki enkazın altından bir kaç
gün arayla çıkartılıp farklı hastanelerde tedavi altına
alınmışlardı. Baba ve diğer kardeş ise hayatını yitirmişti. 17 gün
sonra minik Ayşe'yi annesinin odasına getirdiler. Eksilmişlerdi...
Baba ve küçük kız kardeş ile birlikte anne kolunu, kızı ise
bacağını bırakmıştı enkaz altında. Ne anne ne de kızı birbirlerinin
eksik organlarını fark etmemiş gibi yaptılar. Sonunda minik kız
"Bak anne" deyip, olmayan bacağının yerini gösterdi. Anne tek
koluyla kızına daha bir sıkı sarıldı: "Geçer annem, o da geçer..."
Acı, sevgi, inanç, tevekkül, umut, çaresizlik...
Hepsi birden kısacık bir cümlenin içine ancak bu kadar uzun sığar.
Hayatım boyunca onca film, dizi izledim, raflar dolusu roman,
hikaye, şiir okudum. Bunun kadar derimi yırtıp, göğüs kafesimi
parçalayarak yüreğimi delip geçen bir cümleye rastlamadım.
"Geçer annem, o da geçer..."
Öyle mi gerçekten?
Bu kafayla...