Yüksel Aytuğ Sabah Gazetesi

Bir annenin boğazında düğümlenen lokmalar

Yemek saatiydi. Mecburen haber bülteni açıktı televizyonda. El Bab şehitleri uğurlanıyordu. Al bayrağa sarılmış tabutlarla, hüzünlü bir gelincik tarlasını andırıyordu ekran... Öncesi de...

27 Aralık 2016 | 112 okunma

Yemek saatiydi. Mecburen haber bülteni açıktı televizyonda. El Bab şehitleri uğurlanıyordu. Al bayrağa sarılmış tabutlarla, hüzünlü bir gelincik tarlasını andırıyordu ekran... Öncesi de vardı tabii...
Şehit haberini alan anaların yıkıldığı, feryat figana boğulduğu kareler... Hıçkıra hıçkıra tabuta kapanıp "Ben öleydim oğul" diye haykıran babalar...
Tabutların üzerine serilen damatlıklar...
Yıkılmış, göz bebekleri donmuş eşler, sevgililer, kardeşler... Ve hiçbir şeyden habersiz, babasının bordo beresiyle asker selamı veren bebeler...
Sonra bir şehit evine girildi.
Acılı bir anne, şehit düşen oğlunun bir ay önceki nikahında çekilmiş düğün fotoğraflarından oluşan albümü gösteriyordu kameralara: "Dün gönderecektim kendisine... Daha görmemişti bu resimleri..." Sadece resimler mi? Kim bilir daha göremediği ne çok mutluluğu, sevinci bırakmıştı bu dünyada şehidimiz...
O anda eşim kalktı sofradan...
Gözlerinden ip gibi süzülen yaşlarla... Daha fazlasına dayanamamıştı. Yeni anneydi.
Bebeğini emziriyordu.
Kim bilir neler canlanmıştı gözünde o görüntüleri izlerken...
"Ne olur..." dedi hıçkırarak, "Ne olur yaz da göstermesinler..." Şaşırdım. "Daha yeni yazdım, geçen hafta, hatırlasana" dedim. "Olsun" dedi, "Bir daha yaz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Böyle intihar olur mu? 08 Mayıs 2024 | 390 Okunma ‘Takipçi’ her zaman ‘seyirci’ değildir 07 Mayıs 2024 | 106 Okunma Yuh olsun size! 05 Mayıs 2024 | 225 Okunma “İslami terör” safsatasını çürüten yazı 04 Mayıs 2024 | 232 Okunma Bunlar nasıl kutlama? 03 Mayıs 2024 | 109 Okunma