Sizi bilmem ama eğlencelik şaka programı diye ekrana
sürülen programlar beni zerre kadar güldürmüyor. Tebessüm etmek
şöyle dursun, izlerken fena halde işkence görüyormuşum gibi
hissediyorum. Örneğin, 'İlk Buluşma' diye bir şaka programı var.
Arkadaşının, eşinin ya da sevgilisinin sözde şakasına kurban gidip
gizli kameraların önünde kızaran, bozaran, inim inim inleyen,
kıskançlıktan delirecek hale gelen, hiddetten karşısındakinin
boğazına sarılan insanlara gülemiyorum doğrusu. Belki de anormal
olan benimdir, bilemiyorum. Ama biri zor duruma düştüğünde ona
gülmek bana son derece "'lkel' bir davranış gibi geliyor. Hatta iş
uzayıp da kurban sinir krizi geçirdiğinde hâlâ ona gülüyor olmanın,
psikolojik bir bozukluk olduğuna inanıyorum.
Sözde eğlence programı diye tasarlanan 'Dünya Güzellerim'
programında ise Banu Alkan'ın maruz kaldığı hakaret ve
aşağılamalara da bir türlü gülemiyorum mesela. İçimde Afrodit'e
karşı acayip bir acıma ve olan bitene isyan etme hissiyatı doğuyor.
Banu Alkan'ın üzerine içi boş çaydanlık devrilmesi gibi artık
şantiyelerdeki amele barakalarında bile yapılmayan ucube şakaları
da içim kaldırmıyor. Hindistan'ın en lüks otelinin süitinde Bülent
Ersoy, Safiye Soyman ve Banu Alkan'ın elektrikli ütü tabanında
sucuk kızartmalarının, 'ülke tanıtımına' etkilerine ise değinmek
bile gelmiyor içimden...