Birkaç ay önce bir işçi telefonla aradı. Herhangi bir sendikaya
üye değillermiş. Ücretleri iki aydır ödenmiyormuş. Eyleme
geçeceklerini, işi durduracaklarını söyledi.
Ben de, uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan bir eylem
haklarının olduğunu; ancak bu hakkı yerel mahkemelere anlatmakta
büyük zorluk çekildiğini; avukatların çok büyük bölümünün de bu
haktan haberdar olmadığını ve ellerinde gerekli belgelerin
bulunmadığını anlattım. Ondan sonra da İş Kanunu’nda yer alan iki
haktan söz ettim. Birini başarıyla uyguladılar.
KIDEM TAZMİNATINI ALABİLİR
Eskiden kanunların son biçimine ulaşmak zordu. Piyasada satılan
kanunların çok büyük bölümü, son yapılan değişiklikleri içermez.
Örneğin, Resmi Gazete’de 7.7.2018 günü yayımlanan 700 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile 4857 sayılı Kanun dahil çeşitli kanunlarda
değişiklik yapıldı. Bu nedenle, başvurulabilecek en güvenilir
kaynak, www.mevzuat.gov.tr adresidir. Bir kanunun Resmi Gazete’de
yayımlanmasının hemen ardından, ilgili değişiklikler bu internet
sitesindeki metinlere işlenmektedir. Günümüzde herkesin elinde
akıllı telefon, evinde bilgisayar var. Bilgiye erişim çok
kolaylaştı. Artık bu kanunların son biçimine hemen
erişilebiliyor.
4857 sayılı İş Kanunu’na göre, ücreti ödenmeyen bir işçi, ücretin
ödenmeme tarihinden sonraki 6 işgünü içinde, iş sözleşmesini tek
taraflı olarak feshederek işten ayrılabilir ve kıdem tazminatını
alabilir. İş Kanunun 24/II/e fıkrası şöyledir: “e) İşveren
tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına
uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse.”
Bu fıkrada sözü...