Sendikaların ve üst örgütlerinin genel kurulları toplanıyor. Bu
vesileyle, sendikaların görevlerinin tartışılmasında yarar var.
Sendikalar ve üst örgütleri, işçilerin ve memurların çalışma
koşullarını korumak ve geliştirmek için mücadele ederler. Ancak
sorumlulukları ve görevleri, yalnızca işyerindeki çalışma
koşullarının korunup geliştirilmesiyle sınırlı değildir. İşyerini
bir ağaç olarak düşünürseniz, o ağaç bir ormanın içindedir.
İşçiler ve memurlar, Türkiye’de nüfusun yüzde 70’inden fazlasını
oluşturduklarına göre, ülkenin genel sorunları da sendikaları
doğrudan ilgilendirir.
Ayrıca, işçilerin ve memurların işyerinde ve toplumda çalışma ve
yaşama koşullarının korunması ve geliştirilmesi çabasında diğer
toplum kesimlerinin desteğinin alınması da gereklidir.
YALNIZCA ÜCRETLERE ODAKLANMAK YANLIŞTIR
Kamu kesiminde çalışan işçiler adına Türk-İş ile Hükümet
arasında yapılan görüşmeler sonuçlandı. Arkasından Hak-İş de bir
sözleşme imzaladı. Kamu çalışanlarına (memurlar ve sözleşmeli
personel) ile ilgili olarak ise Kamu Görevlileri Hakem Kurulu
kararı 1 Eylül 2019 günlü Resmi Gazete’de yayımlandı.
Bu metinler üzerindeki tartışmalarda üzerinde yoğunlaşılan konu,
ücret ve aylıklara yapılacak zamdı.
Ekonomik zorlukların arttığı koşullarda insanların ücret ve aylık
düzeylerine odaklanması doğaldır; ancak sendikaların görevi, daha
uzun vadeli, daha bütünlükçü bakmayı öğretmektir.
Ücretler, çalışma koşullarının ancak bir bölümüdür. İş güvencesi,
çalışma süresi, işyerinde söz hakkı, işçi sağlığı gibi konular,
çalışma koşullarının diğer önemli unsurlarını oluşturur. Ancak son
dönemde bu konular kamuoyunda hiç gündeme gelmedi. İşçiler ve
memurlar da neredeyse yalnızca ücretler ve aylıklar üzerinde
durdular.
ÇALIŞMA KOŞULLARI BİR BÜTÜNDÜR
Sendikaların öncelikli görevi, çalışma koşullarını oluşturan
diğer konuların önemini de gündemde tutmak ve anlatmaktır. İşveren,
işgücü maliyetini hesaplarken, işçi sağlığına, kreşlere, yıllık
izindeki artışa, vb yapacağı harcamaların maliyetini de dikkate
alır. Mazeret izinlerinin artırılmasının işverene bir maliyeti
vardır. İşveren, toplusözleşme masasında toplam maliyet üzerinden
pazarlık yapar. İşçi sağlığını ihmal eden ve bu konuda işvereni
önlem almaya zorlamayan bir sendika, aldığı yüksek ücret zammıyla
işçiyi kısa vadede memnun edebilir, ancak işyerinde meydana gelecek
iş kazası ve meslek hastalıklarının sorumluluğunu da paylaşır.
Bu nedenle, sendikacılığı yalnızca ücretlerle sınırlayan bir
anlayış yanlıştır; çalışma yaşamının diğer alanlarının da dikkate
alınması gerekir.
İŞÇİLERİN İŞYERİ DIŞINDAKİ SORUNLARI