Türkiye günümüzde emperyalizme ve özellikle de Amerikan
emperyalizmine karşı ikinci kurtuluş savaşımızı veriyor.
Amerikan emperyalizmi şimdi de bir ekonomik savaş başlattı.
İşsizler ve emeklilerle birlikte milletimizin yüzde 80’inden
fazlasını oluşturan işçi sınıfımız bu savaşta nasıl bir tavır
alacak?
BİRİNCİ KURTULUŞ SAVAŞINDA İŞÇİ SINIFIMIZ
1919-1922 yıllarında Birinci Kurtuluş Savaşımız sürerken işçi
sınıfımızın çok büyük bölümü işgal altındaki İstanbul’daydı. Bu
işçilerin bir bölümü işgalcilerle açıkça işbirliği yapan Rum ve
Ermenilerdi; ancak epeyce bir bölümü de henüz Türk kimliğini
yeterince kavrayamamış Müslüman işçilerdi.
Bu işçilerin çok büyük bölümü de, onları örgütlemeye çalışan
sendikalar, dernekler ve siyasi partiler de Anadolu’daki mücadeleye
destek vermedi. Türkiye işçi sınıfı tarihinin en karanlık
sayfaları, işgal altındaki İstanbul’da yazıldı.
İstanbul’daki işçiler aptal mıydı? İşgalin ne anlama geldiğini
kavramıyorlar mıydı?
Bu soruya doğru yanıt veremezsek, günümüzde işçilerin ikinci
kurtuluş savaşımızdaki olası tavrını da anlayamayız.
İşçiler arasında tabii ki vatanseverlik duygusuyla hareket eden ve
varlığını bağımsızlık mücadelesine adamış insanlar vardı. Bunlar ya
Anadolu’ya geçtiler, ya da İstanbul’daki direnişe katıldılar. Ancak
sıradan işçiler, yani işçilerin büyük çoğunluğu, Anadolu’daki
mücadeleye destek vermedi.
Niçin?
O günkü sıradan işçiler de, bugünkü sıradan işçiler de kısa vadeli
çıkarlarını çok iyi bilen, kolay kol...