1950’li, 1960’lı ve 1970’li yılları hatırlayanların sayısı
giderek azalıyor. Günümüz gençleri bu dönemi o yıllarda çekilen
Türk filmlerinde izliyordur. Her mahallede bakkal, manav, kasap,
mahalle kahvesi vardı. Kentin çarşısında ise bu mesleklere ilave
olarak terzi, kırtasiyeci, züccaciyeci, manifaturacı, mefruşatçı,
hırdavatçı, berber, esnaf lokantası, ayakkabıcı ve ayakkabı
tamircisi vb olurdu. Mahalle bakkalı, mahalleliyle içiçe yaşardı.
Ailelerin birer veresiye defteri olurdu. Esnaf sayısı çoktu.
TASFİYE BAŞLIYOR
Galiba önce terziler tasfiye oldu. Birçok kentin terziler
çarşısında çalışan esnaf, gelişen hazır giyim sanayisi ile rekabet
edemedi. Terziler ya mesleği bıraktı ya da yeni açılan konfeksiyon
atölye ve fabrikalarında işçileşti.
Perakende ticarette Sümerbank’ın ve esnafın tasfiyesi ise son 30
yılın ürünü. Ancak özellikle AKP iktidarları döneminde kredi kartı
kullanımının hızla yaygınlaştırılmasıyla birlikte, bu tasfiye
süreci daha da hızlandı.
BÜYÜK MAĞAZALAR VE AVM’LER
Önce büyük mağaza zincirleri kuruldu. 1960’lı yıllarda Ankara’da
önce Ulus’ta ve ardından Kızılay’da GİMA açıldığında, insanlar
mağazayı görmek için bile gidiyordu. İstanbul’da ise kamyonlarla
mahalleleri de dolaşan Migros vardı.
1985 yılında Türkiye’de yalnızca üç önemli süpermarket zinciri
bulunuyordu. Koç’un Migros’unun 28 şubesi, Demirören Grubu’nun
Ankara Pazarları’nın 16 şubesi, Toprak Holding’in Toprak Gıda
Pazarları’nın da 3 şubesi vardı (Cumhuriyet, 26.7.1985).
1990 yılında Metro Grossmarket ile hipermarketler furyası...