Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök’ün 1 milyon liralık
arabasına ilişkin haberi okuyunca, aklıma geçmişte görev yapmış
bazı sendikacılar geldi.
Türkiye sendikacılık hareketi tarihinde bence efsane olmuş
kişilerin başında Fakir Baykurt gelir.
Fakir Baykurt, kanımca Türkiye tarihinin en başarılı sendikası olan
Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın (TÖS) genel başkanıydı. Fakir
Baykurt’un sendikacılık hayatı, günümüz sendikacılarına da örnek
olmalıdır. Bu kısa yazıda onun mücadelesinden söz etmeyeceğim. Onu
unutulmaz kılan bazı özelliklerine değineceğim.
SENDİKACILIĞI MESLEK OLARAK GÖRMEDİLER
TÖS yöneticileri sendikacılığı bir “meslek” olarak kabul etmediler;
sendikacılıktan maddi çıkar sağlamadılar. Fakir Baykurt bu göreve
talip değildi, ancak epeyce ısrardan sonra bu görevi kabul etti.
Talip Apaydın şöyle anlatıyor: “Fakir’e ‘sen başkan ol’ dedik,
(...) On-on beş öğretmen arkadaş evine gittik, ‘sen başkan ol’ diye
ısrar ettik. ‘Sendikacılık nasıl yapılır, bilmiyorum’ dedi.
‘Öğreneceğiz, hep birlikte yaparak öğreneceğiz’ dedik. Hatta o gece
beni evlerinde misafir ettiler; salonda yan yana iki yer yatağında
yatıyoruz, en sonunda dedim ki: ‘Bak seni sabaha kadar uyutmam,
evet diyeceksin.’ ‘Peki, peki’ dedi, ondan sonra uyuduk. O başkan
oldu, ben de onun ısrarıyla yönetim kuruluna girdim.” (Özberk, F.,
Ortakçının Oğlu Talip Apaydın, Kaynak Yay., İstanbul, 2012,
s.119)
HAKKI HUZUR ALMAMAK İÇİN GENEL BAŞKANLIKTAN
İSTİFA
Fakir Baykurt, 1967 Şubat’ında TÖS genel başkanlığından istifa
etti; koltuğuna yapışmadı. Kendisi bu süreci şöyle anlatıyordu:
“Yirmi gün sonra Genel Y&...