Ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte gerek ihtiyacı olduğu
için, gerek de işverenin durumunun kötüleşmesi karşısında alacağını
garanti etmek amacıyla kıdem tazminatını alarak işten ayrılmak
isteyen işçi sayısı arttı. İŞÇİNİN ÇALIŞMA KOŞULLARININ
AĞIRLAŞTIRILMASI
İşçi işe girerken belirli bir işi yapmak üzere girer. İşçinin
yapacağı işin veya çalışma koşullarının esaslı bir biçimde
değiştirilmesi işçinin onayına bağlıdır.
Diyelim işçi işe girdiğinden beri ambarda bekçidir. Patron onu
bekçilikten alıp şoförlüğe vermek istedi. Kanuna göre (M.22), bu
esaslı iş değişikliğini işçiye yazılı olarak bildirmek zorundadır.
İşçi, bu yazılı bildirimi aldıktan sonraki altı işgünü içinde bu
değişikliği kabul ettiğini yazılı olarak bildirmezse, patron bu
değişikliği yapamaz.
Yürürlükten kaldırılmış olan 1475 sayılı İş Kanununda böyle bir
durumda patronun ısrarcı davranması halinde, işçinin kıdem
tazminatını alarak işten kendi isteğiyle ayrılmasına imkan
tanınıyordu. 1475 sayılı İş Kanununun bu konudaki 16/e maddesinde
şöyle deniyordu: “İş şartları esaslı bir tarzda değişir, başkalaşır
veya uygulanmazsa.” Ancak yürürlükte bulunan 4857 sayılı İş
Kanununa göre ise, işçinin iş değişikliğini kabul etmemesi
durumunda iş sözleşmesini sona erdirme yetkisi patrona
verilmiştir.
İşçinin çalışma koşullarında işçinin onayı alınmadan değişiklik
yapılması da bu fıkra kapsamında değerlendirilmektedir. Böylesi
durumlarda işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip kıdem
tazminatını alma hakkı doğmaktadır. ÖRNEK
YARGITAY KARARLARI
Bu konudaki bazı Yargıtay kararları aşağıda sunulmaktadır (Uğur
Ocak, Feshe Bağlı İşçilik Alacakları, Ankar...