19. yüzyılın ortalarında çeşitli ülkelerin işçilerinin bir
diğerine ihtiyacı vardı.
O yıllarda bir ülkeden diğerine gidip çalışmak son derece kolaydı
ve bu uygulama çok yaygındı. Bir ülkede ücretler biraz yükseldi mi,
işverenler hemen diğer ülkelerden işçi getirirlerdi. Ayrıca,
özellikle bir ülkede grev olduğunda, grev kırıcı olarak başka
ülkelerden işçi getirmek de epeyce yaygındı. Bu koşullarda, hayat,
işçileri uluslararası düzeyde işbirliğine ve dayanışmaya
zorluyordu. İnsanlar da, mantıklı davranarak bunun gereğini
yapıyorlardı.
1864 yılında İngiliz ve Fransız sendikacılarının önderliğinde
Birinci Enternasyonal bu anlayışla kuruldu.
İşçilerin uluslararası düzeyde işbirliği ve dayanışma ihtiyacı ile
sosyalistlerin sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya kurma mücadelesi
Birinci Enternasyonal’de örtüştü.
ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ZORUNLULUKTU
İşçileri uluslararası düzeyde işbirliği ve dayanışmaya zorlayan çok
kötü çalışma ve yaşama koşulları, işçileri ülke içinde de
mücadelelere mecbur bıraktı. 19. yüzyılın ilk yarısı çok sert sınıf
çatışmalarıyla doludur. Özellikle 1848 devrimleri yenilse de
işverenlere büyük zarar verdi.
İşçi sınıfı öncelikli olarak deneyimleriyle öğrenir. İşverenler de
öyle. Sermayedar sınıflar da, yaşadıkları sert sınıf
çatışmalarından dersler çıkardılar ve bu çatışmaları önleyecek
stratejiler geliştirdiler.
İşçileri uluslararası düzeyde işbirliğine ve dayanışmaya zorlayan
etmenler nelerdi?
Ücretleri düşüktü. Sosyal güvenceleri yoktu; ertesi gün ne
olacakları belli değildi. Se&ccedi...