“Terörsüz Türkiye” sürecini, partisinin yaşadığı erimeyi
durdurmak için bir fırsata çevirmeye çalışan Dervişoğlu, ne yaparsa
yapsın bu gidişi engelleyemiyor. Anketlerde yine diplerde;
istifalar da ardı arkası kesilmeden sürüyor. Ben Müsavat
Dervişoğlu’nun yerinde olsam, PKK-YPG-Öcalan-DEM hattındaki geçmiş
işbirliği siciline sahip birinin bu kadar rahat konuşmasını tercih
etmezdim.
Ama o da haklı...
Çünkü mecbur.
Siyaseten tutunabilmesinin tek yolu, hafızası zayıf olanların
unutuşuna oynamak.
Müsavat Dervişoğlu’nun, terör örgütü PKK’nın yardım ve yataklığını yapan, “Önderimiz Apo” diyen HDP ile yerel seçimlerde iki kez siyasi menfaat ittifakı yapıp MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye” hedefine yönelik çağrılarına karşı çıkmaya yüzü olabilir mi?
Demek ki Müsavat Dervişoğlu’nun, terör örgütü PKK’ya yardım ve
yataklığa devam edecek bir DEM’e ve terör eylemlerini sürdürecek
bir PKK’ya ihtiyacı var...
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaparken haksız
mı? :
“Terörsüz Türkiye’ye karşı gelenler, hele bir itiraf etsinler; terör bitsin mi, bitmesin mi?
Milli birlik ve kardeşlik Cumhuriyet’in yeni yüzyılına mühür vursun mu, vurmasın mı?
Küresel ve bölgesel siyaset masasında kartlar yeniden dağıtılırken, menü mü olalım, yepyeni bir millet menkıbesine imza mı atalım?
Hıyanet derecesinde gaflete kapılanlar, bir açıklasınlar da öğrenelim. Zekânın sınırları vardır, ama geri zekâlılıkta hiçbir eşik ve sınır yoktur.”