Neruz'la ilgili törenler, açıklamalar, tartışmalar, bilgi içeren
paylaşımlar yağıyor olmalı şu anda üzerinize.
Yağsın, iyidir.
Hayat dünya iklim toprak hava ve daha nicesinin hep birlikte
insanoğlunda kazandığı anlamın binlerce yıllık köşe taşlarından
biri daha işte.
Olup bitenlere verdiğimiz anlamları dile getirerek taşıyor
işaretliyor yeniden üretiyoruz.
O yüzden kıyamete kadar her milletin taşıyacağı az sayıdaki
değişmemiş özelliklerinden biri de dil.
Geçtiğimiz hafta siyasetin gürültüsü içinde hak ettiği kadar sesini
duyuramayan önemli bir etkinlik yaşandı ve orada alınan kararları
bu yüzden size yeniden hatırlatmak istiyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın himayelerinde düzenlenen tören aslında bir
yıl sürecek bir etkinliğin açılışıydı. Başbakan Yardımcısı Tuğrul
Türkeş'in katıldığı ve bundan sonra yapılacakların sorumluluğunu
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile Türk Dil Kurumu'nun
üstleneceği 2017'nin Türk Dili Yılı ilânı aslında hepimize büyük
görevler yüklüyor.
Hepimize… yani basına ailelere tek tek her birimize hatta esnaflara
bakanlıklara tüccarlara…
Çünkü biliyoruz ki “Yakın frendlerimizle geçen gün hep gittiğimiz
tavırs palastaki brançta çektirdiğimiz selfi materyallerini aktive
etmek için inovasyondan yararlanırken bir yandan da referandum
tartışmalarının ketıring firmalarının lansman ve lizinglerini
regüle etmede oynayacağı rolün taymingini normalize edecek normatif
kuralların olup olamayacağını analiz ettik” cümlesi biraz
düşünerek, biraz adım adım gidersek bizim için artık çözülemez bir
cümle olmadığını ne yazık ki fark ediyoruz.
Çok iyi İngilizce bildiğimizden mi?
Hiç de değil…
Yukarıdaki gibi yüzlerce sözcüğün artık hayatımıza rahatlıkla
sokulmasından dolayı.
Dedik ya, kıyamet koptuğunda bu topraklarda Türkçe konuşuluyor
olacak büyük ihtimalle.