Yaşadıklarımızın çetelesini çıkaracaktım vazgeçtim.
Nereden başlatsan bir geriye gidiyor sonuçta. Herhangi bir
İskandinav ülkesinin bütün tarihi boyunca yaşadıklarını neredeyse
bir yıl içinde yaşamış bir ülkeden bahsediyoruz. Sırf bunun için
bir kronoloji yazmaya kalksak alt alta ansiklopedi çıkacak.
Umarım birileri çıkarır yine de. Lâzım çünkü…
Ama yine de şu andaki durumumuzu anlamak için boynumuzun tutulması
pahasına geriye dönüp baktıkça birkaç kırılma anının hâlâ çok
belirleyici olduğunda mutabıkızdır sanırım.
2. Dünya Savaşı sonunda oluşan kamplarda biraz bize biçilen biraz
bizim tercih etmeye yatkın ve biraz da zorunda olduğumuz taraf ilk
notumuz olmalı.
İkincisi 27 Mayıs darbesiydi.
Bunun sonrasını nasıl biçimlendirdiğini bugünden geriye daha iyi
görebiliyoruz.
Tam öncesinde Suriye, Irak, mısır başta olmak üzere Ortadoğu'daki
bitmek tükenmek bilmeyen darbeler silsilesini ve Menderes
iktidarının neredeyse Irak'taki darbeye karşı askerî harekâtı bile
ciddi ciddi düşündüğünü unutmayalım.
Üçüncü not 12 Eylül.