Hürriyet ve Zaman'ın 2 Kasım günlü birinci sayfalarını rüyamda
görsem inanmazdım ama gerçek işte.
1 Kasım 2015 seçimleri tarihe bir partinin 13 yıllık iktidarının
ardından tekrar yüzde 50 gibi tekrarlanması çok zor bir seçim
galibiyeti olarak geçmedi sadece.
14 Mayıs'taki ezici zaferinin ardından iktidara gelen DP 3 Eylül
1950'de yapılan yerel seçimlerde de 40'a karşı 560 belediye
başkanlığı kazanmıştı.
Merhum Başbakan Adnan Menderes, sonucu “14 Mayıs'ta Türk milleti
Halk Partisi'ni iktidardan; 3 Eylül'de de muhalefetten sildi”
cümlesiyle yorumlamıştı.
Bu müthiş tespit aslında geçtiğimiz seçim için de geçerli.
Bu sefer Halk Partisi yerine bütün muhalefeti ama onlar kadar
destekleyicisi, yanlış yönlendireni, köpürteniyle medyanın,
akademinin, kültür sanat alanındaki bir diktanın önemli bölümünü de
muhalefetten sildi AK Parti.
Darbe, parti kapatma, yargı vesayeti, sosyal-kültürel olayların
sokak hesaplaşması derken sonunda umutlarını bağladıkları Paralel
Yapı'nın “işbitirici” işbilirliğine umut bağlayanlar 2014'te önce
yerel sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde güvendikleri dağlara kar
yağdığını anlayamadılar.