Yaşar Taşkın Koç Yeni Şafak Gazetesi

Hoca mı verdi biz mi aldık?

Aktüel gelişmelerde ne olup bittiğinin bir önemi yok, aslolan geleceği inşa edecek adımları atmak demiştim son yazımda. Ertesi gün 15 yaş civarı öğrencilerin analiz etme, bilgiyi kullanma kabiliyetini ölçen...

09 Aralık 2016 | 136 okunma

Aktüel gelişmelerde ne olup bittiğinin bir önemi yok, aslolan geleceği inşa edecek adımları atmak demiştim son yazımda.
Ertesi gün 15 yaş civarı öğrencilerin analiz etme, bilgiyi kullanma kabiliyetini ölçen sınav sonuçları geldiğinde bu meselenin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Kısa adı PISA olan uluslararası sınavda öğrencilerimiz neredeyse “çökmüş”.
Ben de hele lise yıllarında bol miktarda yerlerde sürünen zayıf not aldığımda “Hoca taktı bana” derdim elbet.
10 üzerinden 5 veya üzeri alınan notları “ben alıyordum” ama daha aşağıdaki notu “hoca veriyordu” hep.
Pisa da öyle yapmış, bizim çocuklara hep zayıf vermiş.
Sonra internet sitelerinde bu konu hakkındaki tartışmalar kadar soru örneklerine de rastladım.
Bir tanesinde 7 soru vardı, birini yanlış yaptım. Niye yanlış yaptığımı kontrol ederken soruyu anlamadığımı da fark ettim.
Evet, sınav bilginin kendisini değil, o bilgiyi nasıl kullandığınızı ölçüyordu.
Kolay bir sınava benzemiyor ama elin oğulları ve muhtemelen hele kızları bizden fazla çözmüş işte.
Meslek, gelecek konusunda sohbet ettiğim üniversiteye hazırlanan gençlere genellikle hangi bölümü kazanırlarsa kazansınlar o alanda çok çalışmaları gerektiğini çünkü rakiplerinin artık sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde aynı anda üniversiteye başladıklarını hatırlatıyordum.
İster kütüphanecilik ister çocuk gelişimi ister arkeoloji ister sosyal bilimler, dil bilimi veya tıp veya mühendislik veya hemşirelik… aynı anda bütün dünyada başlıyorlar yarışa. Yarış da demeyeyim, koşuya.
Bir Japon arkeoloji bölümü öğrencisi şu anda Türkiye'de aynı bölümü okuyanlarla aynı şansa sahip Anadolu'daki bir kazı için. Tersi de geçerli.
Moralimizi bozmak gibi olsun ama, şimdi 15 yaş civarındaki bu Pisa'dan “çakan” nesil 4 yıl sonra üniversiteye gidecek, 8 yıl sonra mesleklerini yapmaya çalışacak. Sonraki 5-10 yılda da Türkiye'nin en dinamik en bilgili en aktif kuşağını oluşturacak.
Bu tabloyu böyle okursak hakikatten korkutucu biraz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Elde var bir 12 Ocak 2018 | 176 Okunma Karmaşık gibi ama değil 09 Ocak 2018 | 1.452 Okunma Otomatik cihazlar ve zihnimiz 05 Ocak 2018 | 2.375 Okunma Yarım trilyonluk oyuncak galerisi 19 Aralık 2017 | 2.463 Okunma Yahudi cep telefonu 15 Aralık 2017 | 264 Okunma