Ne acaip başlıklar okuyorsunuzdur hele bu ara.
“FETÖ'cü olmamak” da neler çağrıştırmıştır kimbilir her
birinize.
Ama ciddi bir mesele bu. 'Fetöcü olmamak' sadece malum örgütle bağı
olmamak değil çünkü.
Terörist olmamak meselâ.
Güvenilir olmak.
Şeffaf olmak.
Kendisinden insanların emin olduğu kişilerden olmak.
Çünkü her gizli, silahlı, gayrımeşru ve hele ki terörü kullanmaktan
çekinmeyen oluşum, grup, örgüt sadece somut, elle tutulur bir
organizasyon değil; asıl ve aynı zamanda bir karakterdir. Davranış
biçimidir. Dünyayı ve içindekileri kendince tanımlayan bir
şeydir.
FETÖ de sadece kendilerine Mesihlik görevi verilmiş ve bunun için
her yolu mübah gören; uluslarüstü bir konumda desteklenen;
taşeronluğun her çeşidine de uygun bir yapılanma değildi.
Sadece gladyovari bir örgütten de ibaret değil.
Tayfun Er'in uyarısıyla farkettiğim, Zekine Türkeri'nin “Bir hizmet
hareketi olarak Opus Dei” makalesindeki inanılmaz benzerlikler de
çok açıklayıcı ama nihayetinde dediğim gibi sadece somut bir şeyden
bahsetmiyoruz.