https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac
Hayat bazen böyledir. Müjde beklerken kötü bir haberle sınanırsınız. Düğün evine cenaze girer. Böyle bir durumda hangi duyguyu yaşayacağınızı şaşırırsınız.
Son birkaç gündür başımıza gelen şey tam da budur. Terör örgütü PKK’nın silah bırakmasıyla ilgili süreçte çok kritik bir haftaya girdik. Memleket için oldukça sevindiricidir. Bu işin nasıl olacağını, bu haftanın olası takvimini (detaylarını aşağıda vereceğim) konuşurken Kuzey Irak’tan gelen yürek yakan şehit haberleriyle sarsıldık.
ŞEHİT BOZKURT’UN İZİNDE
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şiarıdır: Şehit ya da gazi farketmez. Bu ordunun hiçbir mensubu geride bırakılmaz. Bu ülke için toprağa düşmüş her askerin naaşı azizdir. Eğer bir şehidin naaşına ulaşılamadıysa onu bulana kadar kimsenin gözüne uyku girmez.
2022’de şehit olan Piyade Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt, cenazesine ulaşılamayan tek askerimizdi. Türk Silahlı Kuvvetleri onun kayıp naaşını arama çalışmalarını son dönemde yoğunlaştırmıştı. Bunun için özel bir çalışma yürütülüyordu. Bu kapsamda terör örgütü PKK’nın daha önce hastane olarak kullandığı, girişi dar ama büyük bir mağara yeniden kontrol edilmek istendi.
Yeniden diyorum, çünkü girilen mağara yaklaşık iki yıldır, Kuzey Irak’ta, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrol ettiği bölgedeydi ve bu mağaraya daha önce de girilmişti. Ancak mağaranın her yerinin kontrol edilmediği biliniyordu. Daha önceki arama-tarama faaliyetinde mağarada bir problem yaşanmadığı için gaz tehdidi algılanmamıştı.
Peki, daha önce olmayan şey neden bugün oluyor? İşin uzmanları diyor ki… “Bölge petrol bölgesi, metan sızıntıları olabilir. İçeride hem metan hem karbonmonoksit karışımı da olabilir. İki yıldır kullanılmadığı ve hava alacak yerler kapatıldığı için de gaz birikmiş olabilir.”
CANLARI PAHASINA KOŞTULAR
Yaşananlar can yakıcı: İlk grup mağaraya girince ne olduğunu anlayamadan gazdan etkileniyor ve iletişim kesiliyor. Bunun üzerine ikinci grup, -elbette içeride gaz olduğunu bilmeden- arkadaşlarının başına bir şey geldiği endişesiyle; sorumluluk, diğergamlık duygusuyla; onlara ulaşmak, onları kurtarmak için canları pahasına koşuyor, hemen mağaraya giriyorlar. Onlar da etkileniyor. İkinci grup mağaradan çıkarılarak hemen hastaneye gönderiliyor. İlk gruba ulaşmak için AFAD ve madencilerle ortak çalışma yürütüldüğü söyleniyor.
Silahlı Kuvvetlerin, olayın neden ve nasıl gerçekleştiğine ilişkin idari tahkikat başlattığını biliyoruz. Olay en ince ayrıntısına kadar inceleniyor. Mağaraya giren 19 askerimiz gazdan etkilendi. Şehit sayısı 12. Allah hepsine rahmet etsin. Milletimizi daha büyük acılardan korusun.
EN KRİTİK HAFTA: TERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE RAMAK KALDI
Terör örgütü PKK’nın silah bırakma sürecinin beş aşama olarak planlandığını daha önce yazmıştım. Şu an “örgütün silah bırakma kararının pratiğe döküleceği” üçüncü aşamadayız. Bu kapsamda trafik hızlandı. MİT Başkanı Kalın, Irak’ın kuzeyine giderek görüşmelerde bulundu. DEM heyeti İmralı’daki Öcalan’ı ziyaret etti. 2,5 saatlik görüşmenin ardından yapılan açıklamada Öcalan’ın “Süreç yeni bir aşamaya geçiyor” dediği vurgulandı. Daha sonra aynı heyet Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir araya geldi.
Önümüzdeki süreçte MİT Başkanı Kalın’ın TBMM Başkanı Kurtulmuş ile buluşacağını, daha sonra sürecin koordinasyonu için Bağdat’a gideceğini gazetelerde okuduk. Takvimin sonrasıyla ilgili beklenti ve öngörülerimi de ben aktarayım.
NEDEN SÜLEYMANİYE?
KCK’lı Zagros Hiva, PKK’lı teröristlerden ilk grubun, 10-12 Temmuz (Perşembe-Cumartesi) tarihleri arasında Süleymaniye’de silah bırakacağını duyurdu. “Neden Süleymaniye?” sorusunun yanıtı bölge/yerel basınında “güvenlik gerekçelerine” dayandırılıyor (Bu arada Ankara, önceki gün Bafel Talabani’nin kontrolündeki Süleymaniye Uluslararası Havalimanına dönük uçuş yasağını bir kez daha uzattı. Süreç Irak ve Suriye’de başarıyla tamamlandığında muhtemelen Süleymaniye ile ilgili durum da normale dönecektir.)
ORADA HANGİ MESAJ VERİLECEK?
10-12 Temmuz tarihleri telaffuz edildiğine göre bir akış yapalım… 10 Temmuz Perşembe günü, İmralı’nın örgüte silah bırakmasıyla ilgili verdiği yeni mesajın paylaşılmasını bekliyorum. Kanaatimce, 11 Temmuz Cuma günü, örgüt mensubu 20-30 (dün bazı gazeteler 40-50 diye yazdı) kişilik bir grup, Süleymaniye’de silah bırakacak, bu görüntü altına alınacak. K. Irak yerel medyası grubun başında KCK Yürütme Kurulu Üyesi Duran Kalkan gibi üst düzey bir ismin olacağını yazmıştı. Ben KCK Eşbaşkanı Bese Hozat’ın gruba öncülük edeceğini düşünüyorum. Bu gerçekleşirse silah bırakma işlemi örgütün en tepesinden başlamış olur. Bu fotoğrafla örgüt ve tabanına çok güçlü, pozitif bir mesaj verilir.
Bu işlem tamamlandıktan sonra, dikkatler şüphesiz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 12 Temmuz’da Kızılcahamam’da vereceği mesajlara odaklanacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne söyleyeceğini ben de merak ediyorum.
Bu arada, süreci rayına oturtmak için TBMM’de komisyon kurulmasıyla ilgili bir çalışma yürütülüyor. Komisyon başkanlığını, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş gibi deneyimli bir ismin üstlenmesi, sürecin sağlıklı ilerlemesine katkı sağlar. Komisyonun ana odağı “Kendini fesheden örgütlere ilişkin hukuki süreçler” olarak özetlenebilir. “Kürt meselesinin ele alınması” bu komisyonun kapsama alanında değil diye düşünüyorum.