"Şeytanın, takva
sahiplerini avlamakta, kadınlardan daha uygun bir tuzağı
yoktur!"
Ebü’l-Meâlî hazretleri Şafiî
mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 822 (m. 1419)’da Kudüs’te doğdu. 905
(m. 1499)’da aynı yerde vefât etti. Bir dersinde buyurdu
ki:
Halvet, yabancı bir kadınla bir
erkeğin, bir yerde yalnız kalmasıdır. Kadın çok olsa da halvete
mâni değildir. Erkeğin hanımı veya annesi, bacısı gibi mahrem bir
kadın bulunursa halvet olmaz. Müslüman kadın, fâsık kadınların
yanında da saçı açık duramaz. Mürted amca ve dayının yanında da
açık duramaz. Mürted ana-babanın yanında, başı açık durmak caiz ise
de, ellerini öpmek caiz değildir. Zaruret olmadıkça namahremle
konuşmamalıdır. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Ey kadınlar, mahreminiz olan
erkeklerle konuşunuz, namahremle konuşmayınız!) [Mahrem, kendisi
ile evlenmek haram olan yakın akraba demektir. Namahrem, kendisi
ile evlenmek haram olmayan yabancı veya uzak akraba
demektir.]
Peygamber efendimiz, (Kadınlarla
beraber olmaktan, onlarla yalnız kalmaktan sakının) buyurunca,
oradakiler, bir kadının, kayınbirader, enişte gibi akrabalarla
yalnız kalmasının hükmünü sorunca, Resulullah efendimiz,
(Kayınbirader daha tehlikelidir, ölüm gibidir) buyurdu. Bunun
sebebi, toplumda kayınbirader, enişte yabancı sayılmadığı için,
yengesinin, baldızının yanına teklifsiz girip çıkar. Bunlar yalnız
kalınca üçüncüleri şeytan olur. Sonra da, (Bayram değil, seyran
değil, eniştem beni niye öptü) derler. Bayram da olsa, yalnız bir
yerde kalmak, zaruretsiz konuşmak, tokalaşmak
haramdır.
Şeytan insanı kadınlarla
aldatmaya çalışır. Zaruretsiz, akraba da olsa, yabancı kadınlardan
uzak durmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir erkekle bir kadın yalnız
kalınca, aralarına şeytan girer. Yabancı bir kadınla sıkışık
durmak, üstü pis bir hınzırla sıkışık durmaktan daha
kötüdür.)
(Şeytanın, takva sahiplerini
avlamakta, kadınlardan daha uygun bir tuzağı yoktur.)
(İblis, şeytanlara der ki: Et,
kadın ve içki ile insanları aldatmaya çalışın! Bu işte bunlardan
daha etkilisi yoktur.)
(Ümmetim için en korktuğum şey,
kadın ve içki fitnesidir.)
(Bir fâcire [kötü] kadının fücuru
[kötülüğü] bin erkeğin fücuru gibi ve bir iyi kadının iyiliği,
yetmiş sıddıkın iyiliği gibidir.)
(Gençlik, delilikten bir şubedir,
kadınlar da şeytanın tuzağıdır.)
(Kadın avrettir ve dışarı çıkınca
şeytan onu gözetler.)
(Bir genç kız ile genç bir erkek
beraber idi. Onları şeytandan emin görmedim.)