“Ey Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin musîbetler gibi bize
ağır yük yükleme...” Ebû İshâk Salebi hazretleri tefsîr ve Şafiî
mezhebi fıkıh âlimidir. 427 (m. 1035) senesinde Nişâbûr’da vefât
etti. Zamanındaki birçok âlimden ilim alıp, hadîs-i şerîf rivâyet
etmiştir.
Salebî, Bekâra sûresi ikiyüzseksenaltıncı “Ey Rabbimiz, bizden
öncekilere yüklediğin musîbetler gibi bize ağır yük yükleme”
meâlindeki âyetin tefsîrinde diyor ki:
Eyyûb aleyhisselâma, "bu uzun belâ içerisinde, sana en zor ne
geldi?" diye sorduklarında “Düşmanların serzenişi (başa kakması)
her şeyden daha zordur” buyurdu. Bu konuda başka tefsîrlerde
yazıyor ki:
Yûsuf aleyhisselâmı, kardeşleri kuyuya attıkları zaman, kuyunun
dibinde taş vardı. Mübârek dizi o taşa geldi O kadar canı yandı ki,
kardeşlerinin cefasından ve babasının ayrılığından daha zor oldu.
Bütün gece, onun ağrısından inledi. Seher vakti olunca, Allahü
teâlâ acısını durdurdu. Cebrâil aleyhisselâm gelip; “Ey Yûsuf!
Rabbin sana selâm gönderiyor ve 'Bu derin kuyunun dibinde, bu elem
ve acı ile nasılsın?' diye soruyor” dedi. Bundan sonra Cebrâil
aleyhisselâm “Ey Yûsuf! Duâ et, ne arzu ediyorsan dile, Rabbin sana
verecek” dedi. "Ey Cebrâil, benim için sen duâ et" dedi. Cebrâil
aleyhisselâm onun için duâ etti ve o da âmin dedi. Sonra, "Ey
Cebrâil, ben duâ edeyim, sen âmin söyle" dedi. Ellerini kaldırıp,
duâ etti. Ve Cebrâil (aleyhisselâm) âmin dedi. "Yâ Rabbî, bu seher
vaktinde bana şifâ gönderdiğin gibi, dünyânın sonuna kadar, bütün
hastalara, seher vaktinde şifa gönder” dedi. Allahü teâlâ, duâsını
kabûl buyurdu. Bunun için, bir hasta ne kadar hasta olsa da, seher
vaktinde rahatlar. Bu, Yûsuf aleyhisselâmın duâsı bereketi
iledir.
Allahü teâlâ, Bekâra sûresi yüzellibeşinci âyet-i kerîmesinde
meâlen, “Ey mü’minler! (İtaatkârı, asi olandan ayırt etmek için)
sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve
mahsûllerden yana eksiltmekle...