İyilik edene, mâl ile,
hizmet ile karşılığı yapılır. Bunu yapamayan da duâ
eder.
Mekhûl bin Fazl Nesefî hazretleri
fıkıh, kelam ve tasavvuf âlimidir. Yahyâ bin Muâz hazretlerine
talebe oldu ve icazet alarak talebe yetiştirdi. 318 (m. 930)’da
vefat etti. İslam ahlakını insanlara öğreten “el-Lü’lüiyyât” isimli
bir eseri vardır. Bu kitabında şöyle anlatır:
İyilik edene, mâl ile, hizmet ile
karşılığı yapılır. Bunu yapamayan, hamd ve senâ, teşekkür ve duâ
eder. Karşılık yapmayanın başına kakılır. Kötülenir. İncitilir.
Çünkü, iyiliğe karşı, iyilik yapmak, insanlık vazîfesidir. Böyle
olunca, her iyiliği yapan, en büyük iyilik olarak, yok iken var
eden, en güzel şekli veren, lüzûmlu uzuvları, kuvvetleri ihsân
eden, herbirini bir âhenk ile işleterek sıhhat veren, akıl ve zekâ
bahşeden, çoluk çocuk, ev, ihtiyaç eşyası, gıdâ, içecek,
elbiselerimizi yaratan yüce bir sahibe, bu nîmetleri sebepsiz,
karşılıksız ihsân eden ve her an yok olmaktan, düşmandan,
hastalıktan muhâfaza eden ve bize hiç ihtiyacı
olmayan...