Ehl-i İslâm arasında en büyük âfet, âlimlerin facir, zâhidlerin
câhil, âbidlerin riyakâr olmasıdır...
Ebü’l-Abbâs Ahmed Hafâcî hazretleri Hanefî mezhebi âlimlerindendir.
979 (m. 1571)’de Mısır’da doğdu. Buradaki tahsilinden sonra,
İstanbul’a gidip, büyük âlimlerin ders ve sohbetlerinde bulundu.
Üsküp gibi Rumeli beldelerinde kadılık yaptı. Sultan Dördüncü Murâd
Hân tarafından Selanik kadılığına tayin edildi. Buradan Mısır
kadılığına gönderildi. 1069 (m. 1659)’da Mısır’da vefât etti. Bir
dersinde buyurdu ki:
Ehl-i İslâm arasında en büyük âfet, âlimlerin facir, zâhidlerin
câhil, âbidlerin riyakâr olmasıdır. Günah düşkünü olan âlimler ve
câhil zâhidler, uğursuzlukları ve din fakîri dervişler, kötülükleri
ile dinlerini dünyâya satarlar. Bunlar öyle kimselerdir ki,
dinlerine riâyet eden, Allahü teâlâdan korkan âlimleri hased
ederler. Onların canlarına kastederler, onlara iftira ederler,
iddiâ ettikleri şey üzerinde körü körüne inâd ederler.
Karşılarındakilere eziyet verirler. Başkasına söz hâkkı vermezler.
Hak olduğuna bildikleri hâlde, hak sözü kabul etmezler. Ağız
kalabalığı ile hakkı bâtıl, bâtılı hak göstermeye yeltenirler.
Dertleri, kendilerinin üstün olduğunu göstermekten başka bir şey
olmayıp, dîne faydasını, hakkın ve hakîkatin ortaya konmasını
düşünmezler. Binbir hakâret ve alçaltılmalarla, zenginlerin ve
beylerin konaklarına giderler, hor ve hakîr olarak dünyâ ulularının
kapısına varırlar. İlimlerini onların dünyalıklarına değişirler.
Emîr ve beylerin her dediklerini, her içlerini tasdik ederler.
Onlar da böyle âlim, zâhid ve dervişleri faziletli bilirler. Allahü
teâlânın emir ve yasaklarını hatırlatmazlar.