“Düşmez kalkmaz bir Allah derler.
Zor ve çaresiz durumlarda ümidinizi kaybetmeyin”
Tek çare vardı artık… Borcumu
ödeyebilmek için inşaat hâlindeki daireleri yok pahasına satmaktı.
Aksilikler çorap söküğü gibi peşimi bırakmıyordu. Sattığım
daireleri sahiplerine kabasını bitirip öyle teslim etmem
gerekiyordu. Büyük bir sıkıntı çekerek yine bana işin hamallığı
kalacak şekilde daireleri bitirip sahiplerine teslim
ettim...
Geriye sadece bir daire kalmıştı.
Ama sigorta ve vergi borçları olduğu gibi duruyordu. Bana kalan tek
daireyi satarak vergi ve sigorta borçlarını ödemem belki mümkün idi
ama o zaman da elimde beş kuruş sermayem kalmıyordu... O zaman
resmen aç kalacaktım... Kara kara düşünmeye başladım.
Tek çarem bu borçları biraz
erteleyip işlerimi düzelttikten sonra yatırmaktı... Düşündüğüm
gibi, borçları sonra ödemeye karar verip elimdeki daireyi satarak,
Kızılay’da bir konfeksiyon mağazası açtım... Hangi işte alnımın
akıyla çıkmıştım ki konfeksiyonda da öyle olsun… Dükkân yeni idi...
Çok güzel bir dekor verdim... Fakat bir yıllık kirasını peşin
vermem gerekiyordu... Kirayı peşin olarak vermek mecburiyetinde
kalınca sermayemin büyük bir bölümü de gitmiş oldu.
Yine bir tanıdık vasıtasıyla,
uzun vadeli çekle dükkânımı malzemeyle doldurdum.