“Sakın aklından bile geçirme… O
tarlayı kazman için izin vermem… Amcan gelmeden
kazamazsın!”
Canım sıkıldı ama “peki” demekten
başka elimden bir şey gelmiyordu ki… Ah bir yarın olsaydı… O küpte
ne vardı acaba? Küp var mıydı gerçekten? Ertesi sabah yine erkenden
elimde kazma kürek ile amcamların kapısına vardım. Lakin kapıyı
vururum vururum, amcam çıkmaz… Bir ara yarı uykulu gözlerle yengem
kapıyı açtı:
-Buyur yeğen ne istersin sabah
sabah?
-Yenge amcam...