“Beğendiğini söylerken
beraberinde 'maşallah' deseydin bunlar olmazdı!..”
Bartın’da iken katıldığım bir
cenaze merasiminde şahit olduğum olayı anlatmaya bugün de devam
ediyorum...
Cenazeyi taşırken ben, sürekli
“işte görevli böyle olmalıdır. Ne güzel yetişmiş. Bunlara çok
ihtiyacımız var” gibi sözlerle yanımdakileri kendime göre
bilgilendirdim. Amacım, bu nitelikteki görevlilere ihtiyacımız
olduğunu anlatmaktı. Birkaç kişi, hocayı övmem üzerine “sus, cenaze
törenindeyiz” dediler ve işaret parmaklarıyla sus yaptılar.
Kalabalıktan cenazeyi taşımaya
yanaşamadım. Cenazeyi kabrine koyup üzerine toprak serperken
Kur’ân-ı kerimden Yasin suresi okunmaya başlandı. Toprak atanlar
dışında, dinlenmesi farz olan Kur’ân-ı kerimi herkes can kulağı ile
dinliyordu. Yasin-i şerifin son sayfasına gelindiğinde okuma sırası
benim övdüğüm ve gıpta ettiğim imam hatibe geldi. İmam Eûzü
besmeleyi çektikten sonra âyeti okumaya geçemedi. Zihni tutuldu.
Defalarca hatırlatma yapıldı. Hatırlatılanlara göre
çabalasa...