Köyümüz 70-80 haneli, tipik bir
Karadeniz köyüydü. Herkes hayvancılık ve çiftçilikle geçinirdi.
Ekilebilen ve biçilebilen arazimiz çok azdı. Köyümüzün çevresi
dağlık ve ormanlık araziyle kaplı olduğu için tarıma fazla
elverişli değildi. En çok mısır, fasulye, patates soğan gibi
sebzeler ekilir, elma armut, kiraz, erik gibi meyveler yetişirdi.
Biz mısır ekmeğiyle büyüdük. Büyükler yaz kış bağ bahçe tarlada
çalışır, biz küçükler de hayvanların peşinde dolaşır, çobanlık
yapardık. Hemen hemen herkesin ineği, keçisi, koyunu, kuzusu
vardı.
Ben devamlı beni çok seven ve
hiç yanından ayırmayan ninemin peşinden hayvan peşinde dağda,
bayırda, kırda çobanlık yapardım. Benim yaşıtım arkadaşlarım da
hepsi benim gibi çobanlık yapıyorlardı.