“Millî kültüre önem vermez isek millî hedeflerimizin oluşması da
hayalden öteye gitmez...”
Ben KKTC Millî Eğitimine on dört yıl öğretmen, on sekiz yıl da
başöğretmen olarak toplam otuz iki yıl hizmet ettikten sonra
emekliye ayrılmış bir kişiyim.
Gazetelerde Kıbrıs’ımız ile ve Kıbrıs halkıyla ilgili bazı yazıları
okudukça üzülüyorum. Bir kere çok şükür Kıbrıs’ta şahsımla birlikte
beş vakit namazını kılan, orucunu tutan güzel dinimizi elinden
geldiğince yaşayan müminler vardır. Biz Kıbrıslı Müslümanlar olarak
minarelerimizden yankılanan ezan seslerinin devam etmesini, İslam
ahlakına önem verilmesini, millî kültürümüze sahip çıkılmasını,
aksi takdirde yok olma tehlikesinin asıl o zaman başlayacağını
bilen ve bu uğurda çaba sarf eden kimseleriz...
Bazen okuyorum da Kıbrıs’la ilgili “orada yaşayanlar bizim
özlediğimiz Anadolu insanının yaşayışından çok uzak, başkalaşmış
insanlardan meydana geliyor” diye yorum yapanlar var. Bu tür yazı
kaleme alanlara soruyorum:
Bizler her şeyiyle Türkiye’ye ayak uydurmuş bir toplumuz. Sözü
edilen başkalaşmış insan tipi, özlenen Anadolu insanı Türkiye’de ne
kadar kaldı ise bizde de o kadar kaldı desem yanlış mı söylemiş
olurum? Bir açıp da bakıyor musunuz televizyonlarda izlenen
dizilere, çizgi filmlere, sanat ve sosyete dünyasına... Dünyanın
dört bir yanında Müslümanlar kan ağlarken kaç televizyon kaç yayın
organı bu konuyu dert ediniyor?