“Hiç hatırına getirmediği annesi
kanser hastası ve yatakta bir lokma ekmeğe muhtaç”
Mübarek Ramazan-ı şerife sahura
kalkacağız bu gece… Allah şimdiden herkese ağız tadıyla nice sahur,
nice iftarlar nasip eylesin… Ama ne olur, hiç olmazsa bu aziz
mübarek günlerde konu komşunuzu unutmayın…
Ben size kapı komşumuz olan,
annemin de çok yakın arkadaşı, elinde büyüdüğüm bir yaşlı teyzenin
durumunu anlatacağım…
Ben İstanbul’dayım… Onlar
memlekette… İki kardeşti bunlar… Biri erkek bir kız kardeş… Kız
kardeşin de erkek kardeşinde birer çocukları vardı… Bizimle
akrandı… Kız kardeş ki oğlunu nasıl yetiştirirdi bilir
misiniz? Tırnağına zarar gelecek diye ödü kopardı… Yokluk
sıkıntı içinde eline bir şey geçse cebine saklar, onu oğluna
yedirirdi…
Kimsenin etlisine sütlüsüne
karışmayan mazlum bir kadıncağızdı… O yokluğa rağmen evladını
yetiştirmek için ne çektiğini hepimiz bilirdik. Yetim büyütmüştü
onu… Ramazanlarda köylünün verdiği fitreler ilaç gibi gelirdi. O
zamanlarda yakınındaki çevresindeki fakir fukaraya götürüp kendi
eliyle teslim ederdi insanlar fitresini…