“Psikolojik ve fiziksel şiddet
gören ve bu sebeple ölen ve öldürülen kadınlar
anısına...”
Hem babam da bazen bir iki
vurmuştu geçmiş yıllarda anneme. Dedem de döverdi ara sıra nenemi.
Dolayısıyla hemen bırakıp gitmek olur muydu? Bir ev kolay mı
kuruluyordu? Boşanmak olmazdı. Böyle geçtik yollardan, annemi
otogara götürüp otobüse bindirdik. Sarılmadı bana...
Eve gidiyorduk, bu topraklarda
kadın olmak böyleydi. Okumuş da olsan cahil de olsan. Bir kez bir
adamın vicdanına bıraktın mı kendini her şey mubahtı artık. Biz
yirmi birinci yüzyılın kadınları, hâlâ aynı kaderi yaşıyorduk
atalarımızla. Şimdi ne yapacaktım?
O gece hiç konuşmadık sabahı zor
ettim. Sabah olunca geçti karşıma özür diledi. Hatasını anlamış,
sustum. Bana diyecek ne kalmıştı ki zaten. O pişmandı ama ben
bebeğimi kaybetmiştim bir kere. O özür diliyordu. Ben bebeğimi
kaybetmiştim o “affet” diyordu ben bebeğimi kaybetmiştim o “bir
daha olmayacak” diyordu ama ben bebeğimi kaybetmiştim. Aklımdan tek
geçen buydu!..