“Ameliyattan çıkıp karşında
görünce ‘keşke gelmeseydin ama çok da özlemiştim’
demiştin...”
O an fark etmiştin bütün
sinemadakiler seni tanıyordu. Ama gözün benden başkasını görmüyordu
ki? Ya benim gözlerim? Ya benim gözlerim? Kaç yıldır senden başka
her şeyi nasıl görüyor?
Cenazeni nasıl kaldırdım?
Allah’ım böyle bir yük yok… Öyle saatlerce ağlamak, saatlerce
herkesi unutup dünyadan, yapayalnız dünyamda saatlerce
ağlamak…
Kardeşin “enişte güçlü ol”
diyordu, ne gücü? Hangi güç? Buna nasıl
dayandım...
Ve her şeyden yıllar geçmiş...
Öksürüyorum. Öksürük yapıştı bedenime… Keşke senin derdinden bana
da gelse… Hani o dertten kurtulmak olmuyormuş ya… İşte ben de
kurtulmasam…
Orada da elinde güller olsun.
Orada iki-üç gün değil bir sonsuzluk atmosferinde hep gözlerine
bakmak… Seni koklamak seni hasretle kucaklamak istiyorum. Seni
yaşamak istiyorum orada doya doya…
Sensizliğe tutulduğumdan beri
kafamı kaldıramaz oldum göğe... Tam bir yıl, bir dakika
oldu.
Ne dualar edebiliyorum seni
rüyamda olsun görmek için, yanına gelmek için. Sadece hasretini
soluyorum burada, bu dünyada... Senden geriye kalanları ne yapayım
ben! Ne yapayım sensiz senle olan hatıraları? Her an canlanıyor
gözümün önünde. Her şey. Seni nasıl beklemiştim. İyi olacak
demiştim…
Gözlerin hiç gitmiyor gözümün
önünden. Ellerin hâlâ dolanıyor saçımda. Ve ben o günleri de
öldürmek istedim seninle! Ağlamaktan yoruldum be
'Gül’üm...
Kardeşin dedi: “Beni öyle bitkin,
solmuş, zayıf, güçsüz görsün istemiyorum” demişsin.
Sen her zaman, hep güzelsin.
Senin güzelliğini ne alabilirdi ki elinden? Aradan 6 ay geçmişti.
Sana geldiğimde yine ameliyata almışlardı seni. Ameliyattan çıkıp
karşında beni görünce, “keşke gelmeseydin ama çok da özlemiştim”
demiştin. Ve bir cümle daha demiştin o gün:
"Benden sonra evlen. Kızın olursa
ama benim adımı koyma sakın... Gül koyma!”
Ben de “Gül koymazsam Lale
koyarım” demiştim şakayla karışık... O gün bunları nasıl
konuşmuştuk…
Yüreğim çok sıkışık. Bunları
yazmak çok zor ama evlendim mi merak ediyorsun değil
mi?
Evlenmedim. Cennet Gül’ü olursun
inşallah seni hep, her zaman seviyorum. Şimdi de hayalinle
avunacağım… Ta ki sana kavuştuğum ana kadar… Hep seveceğim... Seni
unutamam...
Yaşasaydın otuz yaşında
olacaktın… Ama artık hep 24 yaşındasın sen… Seninle ilk doğum
günümdü, son doğum günüm oldu, Gül’üm… Bu satırlarımdan dolayı
affet beni…
İbrahim Arslan-Eylül Gül Arslan’a
İthafen