“Sanatı sayesinde İsmail vatani
görevini Ankara Kara Kuvvetleri Komutanlığında
tamamladı.”
Ayakkabı boyacısı iken tanışıp
amca-yeğen olduğumuz ve kendisini saygı sevgi çerçevesinde çok
sevdiğim İsmail’in okul sonrası bir meslek edinmesine
çalışıyordum.
Biraz çevreyi tanısın diye
götürüp teslim ettiğim mimar ve mühendislik bürosuna gidip gelmeye
başlamıştı İsmail. Ve bir buçuk yıl içinde fıkır fıkır hareketli
kibar bir delikanlı olmuştu. Saçlarını da artık yana taramaya
başlamıştı. Bu da onun ergenlik çağına geldiğini
gösteriyordu.
Yine bir gün İsmail’e “Baban bana
gelsin” dediğimde “Olur amca” diyerek ayrıldı. Ertesi gün babası
Mehmet Amca geldiğinde yine kendisine çay ısmarlayıp dedim
ki: