“Gelin olduğumda kaynanaya hizmet, kaynana olduğumda da geline
hizmet etmek varmış kaderimde...”
Hafta sonları oğlumla birlikte annesine gidiyor, onun ihtiyaçlarını
temin ediyordu. Doğum yapacağı özel hastaneye kontrollere
gidiyorlardı. Bazen nefis ve şeytan beni sıkıştırıyordu: “Yetim”
dedin “garip" dedin "bak sizi nasıl kullanıyorlar” diye vesveseye
kapılıyordum. Çok şükür ki kazasız belasız sezaryenle de olsa doğum
gerçekleşti... Dünya tatlısı, masum güzel bir kız torunum gözlerini
açtı. Çok mutlu olmuştuk. Kızımla ben etraflarında pervane
olmuştuk. Bizim coşkulu sevincimize rağmen gelin hanım kendi
çocuğuna buz gibi soğuktu. Doktorların ısrarına ve bizim
yalvarmalarımıza rağmen çocuğu sevgiyle bağrına basıp emzirmek
istemiyordu...
Taburcu olup kendi evlerine gittik. Ramazan-ı şerife 20 gün
kalmıştı. Beyim ve küçük oğlum evde yalnız kalmışlardı. Durumun
vahametini gördükleri için çocukla ilgilenmemi onları düşünmememi
söylediler.
Oğlum ve torunum için gece gündüz çırpınıyor ama hâlimden hiç
şikâyet etmiyordum. Elhamdülillah Allahü teâlâ yaşıma rağmen bana
güç kuvvet ve sıhhat vermişti.