“O minicik bedeniyle
tavanın merteğine ayaklarını kıpır kıpır kıpırdatarak bir düğüm
attı...”
Hayvanlar âlemine özel, fakat
biz insanlar için ibret verici bir gözlemimi sizlerle paylaşmak
istiyorum... Yıllar önce, mesleğim gereği Trabzon’un Of ilçesine
bağlı bir yerleşim merkezinde görevliydim.
Hani kimi yerde yazlık olarak
kimi yerde bağ evi gibi kullanılan fazla bakımlı olmayan evler
vardır. İşte böyle bir evin odasında, sabah namazından sonra
yatağıma uzanmış mis gibi temiz havayı ciğerlerime çekerek biraz
sonra araziye gideceğim vakti bekliyordum... Ellerim başımın
altında gözüm tavanın merteklerinde geziniyor. Boş gözlerle tavanı,
toz rengine bürünmüş duvarları gözlerimle gezinirken serçe parmak
tırnağı kadar büyüklükte siyah bir şeklin hareketi takıldı
gözlerime.
Bu bir örümcekti… Baktım sabahın
erken saatinde, harıl harıl ağ kuruyordu. Önce ürperdim ama
çocukluğumdan alışkın olduğum için tez toparlandım. Vaktim de boldu
nasıl olsa. Gayriihtiyari bu minik örümceği izlemeye
başladım...
O minicik bedeniyle tavanın
merteğine ayaklarını kıpır kıpır kıpırdatarak bir düğüm attı. Ve
kendini o görünmez iple aşağı salıverdi. Gözün fark etmekte hayli
zorlanacağı incelikte ağın birinci ipini geriverdi. Aşağıya
bağladığı ipin üzerinde bu defa indiği sürate yakın hızda yukarı
çıkmaya başladı. O incecik ağ o örümceği rahatlıkla taşıyacak
sağlamlıktaydı.
Hayvancağız büyük bir gayretle
sağa sola yukarıya aşağıya fakat ölçülü düzenli hareketlerle
toplamda bir metrekarelik alanda bir ağ oluşturmayı başarmıştı.
Süreye baktım tam bir buçuk saattir, hareketsiz o örümceği
izliyorum.
Minik hayvan büyük bir sabırla
ve şevk ile kurduğu yuvanın kenarına çekilip avını beklemeye
koyuldu... Bakalım ne olacaktı?.. Derken o sırada pencerenin
kırılmış camından içeri süzülen bir küçük kelebek, sanki özellikle
bu ağa yakalanmak ister gibi geldi takıldı. Ardından kanat çırpıp
çırpınmaya başladı. Beni aldı bir heyecan. Acaba bir kenarda avını
bekleyen örümceğin bu kelebeğe tepkisi nasıl olacaktı? Kelebek
çırpınmaya devam ediyor ama bir türlü ağdan kendini
kurtaramıyordu.
Ve örümcek yavaş yavaş yaklaştı.
Acaba bu av gibi gözüken kelebek bir tuzak mıydı? Dikkatli ve
temkinli hareket ediyordu. Örümceğin yaklaşmasıyla kelebek daha bir
çırpınmaya başladı. Neredeyse ağı koparacak derecede titretiyordu.
Fakat örümcek durur mu? Minik ayaklarıyla hemen faaliyete
başladı yeniden... DEVAMI YARIN