“Bizimki yerinden kıpırdamak istiyor. Bakıyor ki mengene içerisinde gibi, kıpırdayamıyor!..” Kocam dayıma “Sen ne karışıyorsun bizim evimize? Dayı isen dayılığını bil. Bilmezsen de haddini bildirirler” diyerek dayımı yaka paça sokağa attı… Dayımın karşı koyacak gücü yoktu… Çünkü dayım ihtiyardı... Ama kurban olduğum Allah bir musibet bin nasihatten yeğdir (iyidir) derler ya öyle bir şey olmuştu… Dayım o gece eve gittiğinde hırpalandığını kimselere söylemiyor ama ertesi gün işe gittiğinde yanında çalışan Mahir Abi, dayımı öyle görünce şaşırıyor... Dayım bir şey söylemek istemese de Mahir Abi, merak edip konuşturuyor. Dayım da durumu anlatınca, “ustam niye söylemedin” diyor ve ekliyor: “Sen merak etme, izin ver ben onunla konuşurum” diyor. Kocamı takip edip kahvede yanına oturuyor. Kendini tanıtıyor. Kocam ona şöyle bir direnecek olunca Mahir Abi bileklerinden tutuyor kimseye göstermeye bile gerek kalmadan. Çünkü Mahir abi demirci ustası… Bilekleri demir bükmüş, kocam kıpırdayabilir mi? Göz göze geliyorlar… Diyor ki kendinden emin ve sükûnet içerisinde: “Benim yeni haberim oldu bu evlilikten…” -Ne yapacaksın, beni buradan sürdürecek misin? “Hayır, sen bu evin damadısın. Ama adam gibi damat olacaksın!” Bizimki yerinden kıpırdamak istiyor. Bakıyor ki mengene içerisinde gibi: “Ne istiyorsun benden” diyor? Eğer bir daha şiddet haberi alırsam, o kafanı karpuz gibi dağıtırım. Ama adam olacaksan da bir ağabey olarak...