“Bizlere vermiş olduğu emeklerin
karşılığını Allahü teâlâ iki dünyada da nasip
etsin...”
Okulun sıradan günlerinden
biriydi, arkadaşım Samet ile bahçeye inmeye karar verdik. Birlikte
merdivenleri inerken, derste vatan, millet, bayrak gibi manevi
duyguları ön planda tutan konuşmalar yapan Mehmet Ali Hocamıza denk
geldik.
Hâl hatır sorduktan sonra bize
"kitap okumayı sever misiniz?" diye sordu. “Seviyoruz hocam”
dedim. “Tamam salı günü size kitap hediye edeceğim” sözüne
“seviniriz” diye cevap verdik...
Bahçeye inerken “acaba hangi
roman veya hangi kitaplardan hediye edecek?” diye düşünürken salı
günü geldi çattı... Ben ve arkadaşım heyecanlıyız, hocamızdan kitap
bekliyoruz; ders bitti eve gitme vakti geldi. Ama hocamızın
etrafında 6-7 kişi, biz de dâhil hâlâ konuşmayı sürdürüyorduk.
Birden fazla kişi olması nedeniyle olsa gerek salı günü kitap
alamadık. Hatta hocamızın unuttuğunu düşünmüştük ama ileride
anlayacağız ki unutmamıştı!..
İki gün sonra perşembe günü
hocamız ben ve arkadaşıma “ders bitince hemen gitmeyin
hediyelerinizi vereyim” dedi. Biz de heyecanlanarak derslerin
bitmesini ve alacağımız hediye kitabı merak etmeye
başladık.