“Ama oğlum Kıbrıs
Savaşı'nda değil 1950’de Kore’de Kunuri Savaşı'nda şehit
düşmüştür...”
Tezkere alıp ana vatana dönen
Mehmetçiğin valizinde, cephede kendisine verilen mektup da var…
Mektubu cephede kendisine veren askerle bir daha
görüşmemiştir…
Memlekete döndükten birkaç ay
sonra bu mektubu hatırlar… “Eyvah… Söz vermiştim. Nasıl da
unutmuşum?” der.
Askerde cephede kendisine emanet
edilen mektubu alan genç, adrese teslim etmek üzere İstanbul’a
hareket eder… İstanbul’a bir iki defa gelmiş. Öyle sağı solu da pek
bildiği yok. Ama emanetin kıymetini çok iyi bildiği için elindeki
mektubu birkaç kimseye sormuş. Verilen adresi bulmuş. Aksaray
semtinde yüksek binalar arasında kalmış bahçeli sade bir
ev…
Eve yaklaşırken “Belki de mektubu
bana veren arkadaş da benim gibi tezkere alıp gelmiştir. Eğer
kapıya o çıkarsa mektubunu geciktirdiğim için çok mahcup olacağım”
diye düşünür.