“Namazı belki ileride
kılarım ama nasıl kılınıyor bilmiyorum” diyen gençlik
oluştu!..
Nereden nereye… 1990’lı yılların
ortalarındayız… İhlas Holding ve Türkiye gazetesinin ürün
yelpazesini artırdığı, abonelerine değişik promosyonların verildiği
yıllar… Ekiplerimizle köy köy kahve kahve hiçbir yeri sektirmeden
gazete abonesi bulmaya çalışıyoruz… Kitap hizmetleri vesilesiyle
kahve konuşmaları yaparken orada oyun oynayan o yüreciği tertemiz
insanların “konuşmacıya saygısızlık olmasın” diye oyunu bırakıp
bizleri dinlediği o güzel yıllar…
Türkiye Çocuk dergisine de abone
bulmak için o zamanların bu gençliğe kahraman olarak sunulduğu
başka ülkelerin karakterleri olan Tommiks, Texas, Zagor gibi çizgi
roman tipleri yerine ecdadımızın isimleriyle özdeşleştirilen Hızır
Bey, Yadigâr, Deli Balta gibi yerli ve millî kahramanlarımızla
kendi kültürümüzü anlatıp sahiplenilmesi gerektiğine vurgu
yapılarak bulunan abonelerimiz…
Bu aboneler o zamanın en kıymetli
müşterileriydiler… Televizyonların kahvehanelerde yeni yeni
çoğalması satış için kahveye girdiğimizde kahvecilerin yine bizlere
olan güveni ve saygısı sebebiyle televizyonlarının sesini kapatıp
“beş dakika arkadaşları dinleyin sonra sesi açarım” dediği o
yıllar…
Yine meyhanelere de “üzerimizde
veballeri kalmasın, yarın; neden bizi pas geçtiniz
bilgilendirmediniz?” demesinler diye gidiyorduk.
Dinî bilgilere kimsenin tahmin etmediğinden daha fazla bir
samimiyetle sahip çıkması gerekenler onlardı.