Kura torbasına elimi attım…
Torbanın içinde düz tuttum… Düşündüm ki "o alıp koysun
avucuma…”
Hacet namazını dün anlattığım
gibi tamamladım… Ama bu arada o “Dede” değimiz Mehmet Ağabey namazı
çoktan tamamlamış cami çıkışında beni bekliyordu. Hatta “Haydi hoca
haydi, ne çok sürdü hacetin” diye de takıldı…
Namazı bitirip camiden dışarı
yürüdüm ama Mustafa Necati Ağabey “kura çekene kadar “dünya kelamı
konuşma” demişti.
Dede dediğimiz ağabey
bana “konuşsana dilini mi yuttun” diyordu… Ben ona sadece
mahcup tebessüm ediyor, dua ediyor gibi mimik yapıyordum… Allah'tan
fazla üstelemedi…