“Amcam yeter artık. Beni deli
ettin… İnan ki sana bir şey yapmak için gelmedim...”
Babamın fırıncılık yaptığı
yıllarda meçhul bir ihtiyar ile ilgili bize anlattıklarını
paylaşmaya bugün de devam ediyorum:
"Tereddüt ile yaklaşan ihtiyarı
üçüncü kez fırının önünde görünce yerimden fırlayıp el ederek
seslendim…
-Amca gelsene
biraz...
Amca benim sözümle sağına soluna
bakıp renkten renge girdi. Kendisini çağırdığımı anlayınca, sanki
dizlerinin bağı çözülmüş gibi oracıkta hafif yaylandı... Ardından
büyük bir tevekkül içinde teslim olmaya giden bir mahkûm gibi
fırına yöneldi... Doğrusu, onu böyle ayaküstü ve acelece
çağırdığıma biraz da mahcup olmuştum... Bu, kendinden korkar
vaziyetteki gariban ihtiyarı böyle hesaba çeker gibi değil de kibar
bir şekilde çağırmam gerekmez miydi? Kaba davranışımı affettirmek
için bu defa ben ona doğru yürüdüm. Hay yürümez olaydım... Zavallı
adamcağızın yüreği ağzına geldi… Benzi kül gibi oldu... Ne vardı da
o kadar korkuyordu?...